۱۳۹۱ اردیبهشت ۲۴, یکشنبه

ترکی در چینی

  لغات ترکی در زبان چینی

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:26:12

Türkcə dən çincə yə geçən bəzi sözcüklər
بعضی لغات دخیل ترکی به زبان چینی حدود 8000 لغت
بعضی لغات ترکی که عینا در چینی به کار می روند

ترکان چین (اویغور ها)
http://s1.picofile.com/file/7105422575/uyguristan.jpg
http://s1.picofile.com/file/7105422254/uygur_dance.jpg
http://s1.picofile.com/file/7105422789/uygur_perfo.jpg
http://s1.picofile.com/file/7105422040/mugam.jpg
لیست لغات:
Özet

Çincede diğer dillerden alınan binlerce alıntı. kelime bulunmaktadır. Çinli dilcilerden
Liu Zhengyan, Gao Mingkai, Mai Yongqian, Shi Youwei muhtelif dillerden Çince'ye giren
10.000 kelime (ayni kelimenin değişik şekilleriyle birlikte) tesbit etmiş ve bunları bir sözlük
halinde 1984'te Shanghai Sözlük Neşriyatı'nca basılan HANYU WAILAICI CIDIAN
"Çincedeki Alıntılar Sözlüğü" (A Dictionary of Loan Words and Hybrid Words in Chinese)
adlı kitapta vermiştir. Bu kelimeler arasında tarihin çeşitli dönemlerinde Türkçe ve Türkçenin
çeşitli lehçelerinden doğrudan ve dolaylı olarak Çineeye geçen yüzlerce Türkçe kökenli
kelime vardır. Bu kelimelerin bir kısmı belirli dönemlerde değişik nedenlerle Çince'ye
geçmiş, ama fazla kullanılmamıştır. Bir kısım kelimeler ise bugünkü Çincede de yoğun olarak
kullanılmaktadır. Biz bu yazıda söz konusu kitaptan tespit ettiğimiz Türkçe kökenli kelimeleri
tasnife tabi tutarak gerekli açıklamalarıyla birlikte bir liste halinde vermeye çalıştık.
Anahtar Kelimeler: Alıntı, Çince, Dolaylı, Türkçe.
Doğrudan

A.

ı.

Huncadan Çineeye Geçen Kelimeler

HWC.'de 28 kelime Hunca kaynaklı gösterilmiştir. Bunlardan 14'ünün orijinal şekli ~ı\stcrilıni~.
14'ünün ise gösterilmemiştir. Orijinalı gösterilmeyen kelimelerin Eski Çincenin telaffuz kurallarına ~\\rc
yeniden yapılandırılması (reconstruction) gerekmektedir. Hunca kaynaklı gösterilen iti
chan~ıi "l lun
hükümdarı" (XHC.,s. 117), $00 luôtuo "deve" (XHC., s. 752), ff-" xianbei "Siyanpi" i \11<.' .....
1246), ~~ xingxing "şempanze" (XHC., s. 1288) gibi 4 kelime bugünkü Çincede çok kullanılmaktadır.
Hunca kaynaklı gösterilen kelimeler şunlardır:



ı.

2. ~~ chengli "tanrı"< Hun. tangri [Türkçesiyle aynıdır], HWC., s. 65

3. 1J~1JIl~.r chengligütü chanyü "Hun hükümdarlarının tam unvanı" < Hun. tangri
sanok (tangri "gök ", toğ "oğul ", sanok "muazzam" anlamındadır], HWC., s. 65

4.1I~~1JIl

5.:lE~ dôuluô "mezar" < Hun.

6. 1JIL~ gütü "Hun hükümdarlarının unvanı"< Hun. toğ [Aslı anlamı" oğul "dur < Tü. lo,it "
"], HWC., s. 122

doğurmak

7. :tt-ii güli "Hunlarda askeri ve memuri işleri idare eden, yabğu derecesinin altında bir rütbe
adıdır. "< Hun. tura, HWC., s. 124

8.1f:ftIH~ güdühôu "Hunlarda yabancı soylu aristokratların üstlendiği rütbe adı olup, Chanyu ve
vezirin yardımcısıdır" < Hun. gudu, HWC., s. 124

sağ-sol

9. ~m guöluö "kemer" < Hun. qwağlag / qwağrag, HWC., s. 127

10. ~Ji!& jingliı " Hun kılıcı" < Hun. king -luk [Aslı anlamı "satır" dır < Tü. qyng hr liq. Tü. qiliç;
ki/kiji" kılıç "tan geldiği de söyleniyor], HWC., s. 163

11.

12. ~i! luôdl "bir çeşit ayakkabı" < Hun. HWC., s. 219

13. imM öutuô "1. sınır gözetim evi; 2. her iki tarafın egemenliğinde olmayan sınır arazi"

14. *~:iİ qtltan "gök, tanrı" < Hun. HWC., s. 283

15.

16.

17. p~ shizhu "Hunlarda rütbe adı"< Hun. HWC., s. 315.

18. fıfi it shfb] "Hunlarda kullanılan, üzerinde serbi denilen hayvanın sembolü işlenmiş bir çeşit
kemer" < Hun. serbi,HWC., s. 3 15

19.

Çineeye Geçen Türkçe Kelimeler

r

rchanyu "Hun hükümdarlarının unvanı"< Hun. sanok / tsanak, HWC., s. 63

chenglidugü "Gök oğlu"< Hun. tangri toğ , HWC., s. 65

tou - lo / tu - lo, HWC., s. 84

.

$00 luôtuo "deve" < Hun. dada, HWC., s. 2 i 9

..Ilm qiequ "Hunlarda rütbe adı" < Hun. HWC., s. 287

B ~ rizhu "Hun kağanlık sarayındaki görev

unvanı" < Hun. ( HWC., s 292 )

M"IJ: tüqfwang "Hunlarda chanyudan sonra en yüksek rütbedir"

< Hun. HWC., s. 346

82

Doğrudan ve Dolaylı Olarak Çineeye Geçen Türkçe Kelimeler Üzerine

20. i1ılMfl wenyudi "Hun kağanlık sarayındaki görev

ünvanı" < Hun. HWC., s. 358
برای دیدن کامل مقاله اینجا کلیک کنید
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  سومريان

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:25:52

نویسنده: dumuk2 , نظرات



  مكتب نقاشي تبريز

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:25:34

سبک مینیاتور تبریز
نمونه های از سبک نقاشی تبریز (مکتب مینیاتور تبریز)
مینیاتور هنری با اصالت ترکی
http://s1.picofile.com/file/6840603618/miniyator14.jpg
http://s1.picofile.com/file/6840597582/miniyator11.jpg
http://s1.picofile.com/file/6840580480/miniyator01.jpg
http://s1.picofile.com/file/6840581486/miniyator02.jpg
http://s1.picofile.com/file/6840593558/miniyator08.jpg

http://s1.picofile.com/file/6840595570/miniyator10.jpg

 برای دیدن کامل مینیاتور ها به ادامه مطلب بروید...
مینیاتور سبک اصفهان برگرفته و زاده مینیاتور تبریز
از اولین نمونه های مینیاتور اصفهان با اشعار ترکی
http://s1.picofile.com/file/6840578468/isfahan.jpg
منبع : دوموک
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  مومیایی ترک

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:24:54

مومیایی های ترک تبار
مومیایی های کشف شده در ترکستان
مومیایی هایی در اویغورستان

TÜRK ÇOCUĞU ECDADINI TANIDIKÇA, DAHA BÜYÜK İŞLER YAPMAK İÇİN, KENDİNDE KUVVET BULACAKTIR.” M. K. ATATÜRK

Görgü tanıklarının bilgileri ile Mısır mumyalarıyla Turfandaki mumyalar arasında bir kıyaslama yapıldığında, Turfan mumyalarının yani  kadın, çocuk ve  erkek mumyalarının farklı materyallerden yapıldığı görülmüştür.

Bilim adamlarının ortaya koydukları bir gerçek var ki, ilk defa mumya kültürünün Türklerden geliştiği ortaya çıkmaktadır.  Eğer Mısırda mumya kültürü olduysa, onun etrafında da bir kültürün olması lazım. Mısırın etrafında mumya kültürüyle ilgili herhangi bir somut kanıt yok. Ne Afrika da, ne de Arabistan da böyle bir kültür yok. Dolayısıyla, Orta Asya dan o bölgeye giden Türklerin varlığı söz konusu olabilir… Çin deki, Urumçi de teşhir edilen mumyalardan ilk birincisi 44 yaşında ve Milattan önce 2000, yani günümüzden 4000 yıl öncesine ait. Bir başkası gene 2600, en yaşlı olarak da işte bu Lolan denilen bayan mumyası var, Doğumdan önce 3000 bu, yani 5000. Şimdi en büyük özelliği iç organlarının çıkartılmamış olması. Başka ?.. Şu andaki mumyaların durumu Mısır mumyalarına nazaran çok daha iyi olması…

http://www.yenidenergenekon.com/wp-content/uploads/2010/03/image005.jpg


İleri teknolojide bir mumyalama sistemi olduğu görülüyor. Dahası, bir mumyanın üzerinde ameliyat izi var, at kılıyla dikilmiş. Amerikalı doktorların tespiti, dünyada ilk ameliyat veya operasyonlardan bir tanesi olarak kabul ediliyor. Ayrıca burada  ekose ve boyalı kumaşlar bulunmuş. Bütün bunlar şu anda Doğu Türkistan da Urumçi de teşhir ediliyor.

Dünya yaşam ve kültür tarihinin Türklerle  başladığına artık bir şüphe kalmamıştır. Her ne kadar saklasalar da yine de Türk tarihinin izlerini yok edemeyeceklerdir…
http://www.yenidenergenekon.com/wp-content/uploads/2010/03/image0023.jpg
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  تاریخ تورک

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:24:24


TURK tarixi
مختصری بر تاریخ باستانی ترک از 5000 سال پیش
تاریخ تورک

 Türklerin Eski Dini (Tengricilik/Tanrıcılık)

http://s1.picofile.com/file/6578915490/Shamans_Drum.jpg

Tengricilik ya da Göktanrı dini tüm Türk ve Moğol halklarının, şimdiki inanç sistemlerine katılmadan önceki inancıdır. Tengri'ye ibadet etmenin yanında Animizm, Şamanizm, Totemizm ve atalara ibadet etmek bu inancın ana hatlarını oluşturur. Tengri, bugünkü Türkçe'deki Tanrı kelimesinin eski söyleniş şeklidir.[1]
http://s1.picofile.com/file/6544618708/yatagan.jpg
Bu inanca göre Gök'ün yüce ruhu Tengri'ydi. İnsanlar kendilerini gök baba Tengri, toprak ana Ötüken ve insanları koruyan atalarının ruhları arasında güven içinde hissedip, onlara ve diğer doğa ruhlarına dua ederlerdi. Büyük dağların, ağaçların ve bazı göllerin güçlü ruhları barındırdıklarına inanarak dualarını bu cisimlere yöneltirlerdi. Göğün ve yeraltının 7 katı olduğuna, her katta çeşitli tanrıların, tanrıçaların ve ruhların varolduğuna inanılırdı. İnsanlar doğaya, tanrılara, ruhlara ve diğer insanlara saygılı davranıp belli kurallara uyarak dünyalarını dengede tutmaları ile kişisel güçlerinin doruğuna varıp dışarıya yansıdığına inanırlardı. Eğer bu denge, kötü ruhların saldırısı veya bir felaketten dolayı bozulursa, bir şamanın yardımı ya da Tengri'ye verilen bir adak ile tekrar düzene sokulması gerektiğine inanılırdı.[2] [3]

http://s1.picofile.com/file/6578969814/preview.jpg
http://s1.picofile.com/file/6579072432/Orhun_Abideleri_.jpg
Bu inancın kalıntılarını bugün Moğollarda (Lamaizmle birleşmiş şekilde), ve bazı hâlâ doğa'ya bağlı göçebe yaşam tarzı sürdüren Türk Halkları'nda, örneğin Altay-Türkleri ve Yakutlarda bulmak mümkündür. Ama Tengriciliği çoktan bırakmış halklarda da bu inancın birçok parçası, İslam, Hristiyanlık, Budizm, Musevilik veya Taoizm ile birlikte, batıl inanç ya da geleneksel kültür olarak hâlâ sürmektedir. Örnek olarak, Türkiye Türkçesindeki "Utançtan yedi kat yerin dibine girdim" deyimi gösterilebilir
Eski Türk inancının adı Şamanizm değil, Tengricilik
Eski Türklerin ve Moğolların, bugün Tengricilik adıyla bilinen geleneksel inancı, kısa zaman öncesine kadar Türk şamanizmi diye adlandırılıyordu. Ama Şamanizm terimi artık sadece Sibirya'daki inanç sistemi için değil, bütün dünyadaki ilkel inançlar için kullanıldığından, son 10-15 yıldan beri Türklerin ve Moğolların geleneksel inancı için batılı bilimciler arasında Tengrizm ismi giderek yaygınlaşmaktadır.
Julie Stewart "Moğol Şamanizmi" adlı makalesinde şunları belirtiyor:[3]
Batılı bilim adamları bu inanç için gitgide daha sık Tengrizm adını kullanıyor. Bu isim bu inanç için çok daha isabetli, çünkü bu inanç tamamen Tengri'nin etrafına inşa edilmiştir ve insanların günlük ibadetleri için bir Şaman (Kam)'a ihtiyaçları yoktur.

 

Tarih

http://s1.picofile.com/file/6578909454/220px_Hiung_nu_kemer_ba%C4%9F%C4%B1.jpg
Tengri-Kültü'nün en eski kanıtları 3000 yıllık Çin kaynaklarında Hiung-nu (Doğu Hunlar) ve Tue'kue halklarını anlatan yazılarda bulunmuştur (bkz. En eski kanıtlar).[4]
http://s1.picofile.com/file/6578987922/a10.jpg
Hiung-nu'lar hükümdarlarının kanlarının Tengri tarafından tanrısallaştırılmış olduğuna inanırlardı. Destanlarında, Tengri'nin yolladığı bir dişi ya da erkek kurdun tanrısal kanının çiftleşme yoluyla hükümdarlarının sülalesine karışmış olduğuna inandıkları çeşitli yollarla belirtilmektedir. En eskisi ve en yaygın olanı kutsal dişi kurt Asena hakkındaki efsanenin farklı sürümleridir. Birçok eski Türk topluluğunda, Göktürkler'de ve Orta Çağ'a kadar varolmuş Türk devletlerinde, kendi köklerinin kutsal Asena sülalesine dayandığını vurgulayan ve bu yüzden halkı tarafından yaşayan bir yarı tanrı olarak görülmüş olan Türk hükümdarlarına rastlayabiliriz. Bu hükümdarlar, Tengri'yi yeryüzünde temsil eden Tengri'nin oğulları olarak kabul edilmiştir. Tengri'nin bu hükümdarlara verdiği kudretli hükümdar ruhu olan kut'u elde etmiş olduklarına inanılarak adlarına Tengrikut ya da kutluğ gibi ilaveler yapılmıştır.[4]

Göktürkler

http://s1.picofile.com/file/6578908448/200px_Kyzyl_orkhon_inscription.jpg
Göktürkler, Türk toplulukları arasında inançları, kültürleri ve politikaları hakkında kıymetli bilgiler içeren yazılı kanıtlar bırakan ilk ulus olmuştur. Orhun Yazıtları'nda Bilge Kağan eski Türk inancını sadece bir söz ile açıklamaktadır:[2]
„üzä kök tänri asra yağız yer kılıntıkda, ekin ara kişi oğlı kılınmış.“
 (Üstte mavi Gök, aşağıda yağız yer meydana geldiğinde, ikisinin arasında insan oğlu kılınmış.)
Göktürk hükümdarlarının unvanları daima Tengri ile olan bağlantılarına değinir; mesela "kök tengri yaratmış" ya da „tänri täg tänri yaratmış türk bilge kağan“ [2]
Göktürk İmparatorluğu'nda Tengricilik tek tanrıcı bir din olarak görünmektedir ve muhakkak birçok başka inançları da barındırmış olan bu kültürde en büyük rolü oynamış ve hatta bu dönemde en parlak zamanlarından birini yaşamıştır. Göktürk hükümdarları halkları tarafından, yaşayan bir tanrı oğlu olarak kabul edilmiştir. Dört 'il'e ayrılmış olan devletin bu illerinin yönetimi dört il han'ca temsil edilmiş ve bu ilhanlar da halkları tarafından tanrısal muamele görmüşlerdir. Ölen bir Han ya da Kağan'ın ölümden sonra da tanrısal varlığını sürdürdüğüne inanılmış ve halkına destek olmaya devam etmesi için her sene ölüm gününde onun için bir kurban kesilmiştir.[5]
Ancak bunların yanında Göktürklere Doğu Hunlardan miras kalmış olan Çin etkileri de bulmak mümkündür: Doğu Hun İmparatorluğu'nun dağılmasından sonra son hükümdarların oğullarının birbirlerine düşman olmaları sağlanmış, güneyde kalan kısmı Han Çinleri ile birlik olmuş ve onların kültüründen etkilenmiştir. Bu dönemde ve sonraki yüzyıllarda, Tabgaçlar gibi birçok Türk topluluğunun Çinlerin arasında erimiş olduğu tahmin edilir. Bilge Kağan, atalarının yaptığı bu hataları yazılarında ayrıntılı olarak ele almış ve halkını Çinlilererden gelen tehlikeye karşı uyarmıştır. Bu yüzden Göktürklerde halkın bütünlüğünü korumak için etkili şekilde vurgulanan bir Türk milliyetçiliğine ve Tengriciliğe büyük önem verilmiştir. Buna rağmen 12 hayvanlı Çin takvimi ve göğün yönlerini hayvan isimleri ile tanımlamak gibi bazı etkiler kalmıştır. Böylece Göktürk İmparatorluğu topraklarının bölündüğü dört il, göğün hayvan isimleri ile adlandırılmasından dolayı Kartal ili, Domuz ili, Kaplan ili ve İt ili olarak adlandırılmıştır.[2] [5]
Göktürk yazıtlarında bulunan diğer bir cümle, Tengricilikteki mahşer günü hakkında bir fikir verir:
Üstte gök basamasa, altta yer delinmese, Türk milleti, senin ilini, senin töreni kim bozabilir?
Böylece Göktürklerde dünyanın sonunun 'gök'ün yıkılması ve yerin çökmesi ile gerçekleşeceğine inanıldığı söylenebilir.[5]

Kalıntılardan birinde, Budizm'in Türklerin arasında yayılmaması için uyarıcı bir metin bulunmaktadır. Metinde Büyük Kağan'ın kardeşi, Budizmin, Türkleri umursamaz, tembel ve edilgin yaptığını ve bunun önlenmesi gerektiğini kaydetmektedir.[2]
Tengriciliğin diğer inançlara karşı anlayışının ve hoşgörüsünün kanıtlarını bulmak mümkündür. Örneğin, Karadeniz'in kuzeyinde yapılan kazılarda, Tengrici oldukları bilinen Ön Bulgarlar'ın kalıntıları arasında, Musevi, Hristiyan ve Budistlerin de olduğuna dair kanıtlar bulunmuştur.[6].

Moğollar

http://s1.picofile.com/file/6578911466/cengizhan.jpg
Moğolların ve birçok Türk boyunun önderi olan Cengiz Han'ın da diğer inançlara karşı düşmanca bir tutumu yoktu. Savaş olmayan zamanlarda, hatta bazen savaşlardan sonra, Budist manastırlarında dinlenir, meditasyon ve oruç ile "ruhunu arıtırdı". Tengrist halkları birleştirip insanlık tarihinin en büyük devletini kurmuş olan hükümdar, konuşmalarına daima, Sonsuz "Kök Tengri'nin" (mavi Gök'ün) dileğiyle.. sözü ile başlardı. Cengiz Han'ın döneminde Tengricilik, Hunlardan ve Göktürklerden sonra, tekrar ve son kez, büyük bir ün kazanmıştı.[3]
Kubilay Kağan, Çin'i fethettikten sonra oradaki yaygın dinlerle de ilgilenmeye başlamıştır. Örneğin; Tengricilik ile zaten akrabalığı olan Çinlilere ait "tek bir gök felsefesi" Tien Min'i taklit etmiştir. Ama özellikle Budist Uygur-Türk rahiplerinin bilgilerine ve eğitimlerine hayran kalmış ve onlardan bir heyeti, Buda'nın felsefesini Moğolların arasında da yaymak ve yeni bir Buda tapınağı kurmak görevi ile Karakurum'a göndermiştir. Bu rahipler sadece bugüne kadar Moğolistan'da var olan Lamaizmi değil, Uygurların kendi dillerine göre şekillendirdikleri sanskrit alfabesini de Moğolistan'a taşımışlardır.[7] [2]
Ama Budizm'e rağmen, Tengricilik Moğolistan'daki ağırlığını sürdürmüş, Budizm, Tengriciliğin içine ilave edilmiştir. Bugünkü Moğolların Budizmi, küçük bir Buda heykelini, boylarının Ongun'u ve ulu ataları Cengiz Han'ın resmi ile birlikte çadırın kutsal sayılan kuzey köşesine yerleştirmekten ibarettir.[3]

Avrupa'da Tengricilik

http://s1.picofile.com/file/6578906436/180px_Bolgar_gravestone.jpg
Tengricilik, Hunlar, Avarlar, Ön Bulgarlar, (Türk Bulgarlar), Kumanlar ve antik çağın bazı diğer savaşçı Türk ve Moğol toplulukları ve daha sonra da Cengiz Han'ın Altın Ordusu tarafından Avrupa'ya da taşınmıştır.
Bu inanç göçebe yaşamına o kadar bağlıdır ki, Tengrici kavimlerin yerleşik bir yaşama geçişleri daima göçebe hayatı ile birlikte Tengriciliği de bırakmalarını ve diğer inançları kabul etmelerini beraberinde getirmiştir. Göçebeliği bırakmayan kavimler, Tengriciliği de bırakmamışlardır. Doğu ve Orta Avrupa'da, Orta Çağ'ın sonlarına kadar, Tengri'ye dua eden bazı ufak göçebe kavimlere rastlamak mümkün olmuştur. [8]
"Tudomany" sözcüğü eski Macarcada "sihir" ya da "esrarengiz bilgi" anlamına gelirdi (günümüzde "bilim" demektir). "Taltos" denilen Macar Şamanları günlerce sürebilen bir baygınlıktan sonra "tudomany"yi elde ederlerdi. "Taltos" sözcüğü Eski Türkçe "tal-" ya da "talt-"'dan (günümüz Türkçesi: "dalmak") kaynaklanır ve "bayılmak" ya da "şuurunu kaybetmek" anlamına gelir. Şaman olma işlemi, şaman olacak kişinin kendinden geçmiş bir vaziyette "Gök'e kadar uzanan ağaca" (Macarca "Tetejetlen nagy fa") tırmanması ile gerçekleşirdi. Bu "Dünyalar Ağacı", bu halkların inancının bir parçasıydı.[9]
http://s1.picofile.com/file/6578913478/hunlar_italyada.jpg

Ön Bulgarlar, Gök tanrısı Tengri'ye "Tangra" derlerdi [10] ve Tengricilik için tipik olan dağların kutsallığına inanma kapsamında Balkan'ın en yüksek dağına "Tangra" adını verdiler. Bu dağın adı Osmanlılar tarafından 15. yüzyılda "Maaşallah"'a çevrilene kadar böyle kalmıştır. Bugünkü Bulgarca'da bu dağın adı Maaşallah'tan türetilmiş şekilde "Musala"'dır.[11]
Ayrıca şimdiye kadar bulunan 80 civarında eski Bulgar Run yazıtının neredeyse hepsinde "Tangra"nın adı geçmektedir. Bulgarlardan önce de Trakyalılar ve Yunanlar tarafından kutsal sayılmış olan ve eteklerinde eski Yunan tapınakları bulunan Perpenikon Dağı'nın en yüksek zirvesindeki dikili taşa, eski verimlilik tanrıçası olan Umay'ın resmi kazınmıştır. [12]
Bulgarların Tengriciliği 864 yılında Han Boris (Mikail) I.'in Hristiyanlığı kabul etmesi ile sona ermiştir.
Avrupa'ya göç etmiş olan göçebe Tengrici kavimler, yerli olmaları ile birlikte zamanla eski inançlarını unutmuş ve yerli Slav, Germen ve Roman halklarıyla karışmışlardır.

Diğer Türkler

10. yüzyıl öncesinde Araplar ve Farslarla temasa girip, bazen gönüllü olmadan İslam'ı kabul etmiş olan Türk boyları vardır. Ama İslam'ı toplu halde kabul etmiş olan ilk büyük Türk topluluğu, Saltuk Buğra Karahan emri altındaki Karahanlılar olmuşlardır (920)[2]. Bundan sonra İslam, Orta Asya'nın güneybatısındaki Türk kavimleri arasında hızla yayılmıştır.
Bazı Türk kavimlerinin İslama katılmadan evvel Nestoryan Hristiyanları oldukları hakkında da kanıtlar bulmak mümkündür. 581 yılından kalma bir Farsça yazıda, bir savaştan sonra esir düşen Türk askerlerinin yüzlerinde Haç dövmeleri bulunduğundan söz edilir.[2]
762 yılında Bögü Kağan, Göktürk ülkesinin parçalanmasından doğmuş olan Uygur ülkesinde, Mani dinini ülkenin resmî inancı olarak ilan etmiştir. Ama Farslardan alınmış olan Mani dini, eski Türklerin Tengricilik ilkeleriyle kesinlikle bağdaşmadığından Uygur halkının tümüyle bu dini kabul ettiğine inanmak zordur.[2]
Bundan yüz yıl kadar sonra, Uygurların çoğunluğu Budizmi kabul edip bu temelin üzerine ilk "yerleşik Türk kültürünü" geliştirmişlerdir. Hatta Budizmin öncüleri olup, dini diğer halkların arasında yaymaya başlamışlar, binlerce Çince ve Sanskritçe Budist yazısını özenle Türkçe'ye çevirmişlerdir. Budizmi kendi kültürlerine göre şekillendirmiş ve hatta ilk kez kadınlar için bir manastır inşa ederek "Budist rahibeler" geleneğini başlatmışlardır. Kırgızlar'ın saldırısından sonra bir süre göçebeliğe geri dönmek zorunda kalmışlardır. Bugünkü Uygurlar çoğunlukla Müslümandır. Uygurlar bazı gelenekleri Budizm'den İslam'a taşımışlardır. Örneğin, kendini ruhsallığa adamış, maddi varlığı olmayan, göçmen rahip geleneğini İslam'da da devam ettirerek, kapı kapı dolaşarak hayır duaları ile geçimini sağlayan ve bazen ermiş olarak görülen derviş geleneğini çıkarmışlardır. İslam'daki tüm derviş şekilleri buradan kaynaklanmışdır. [2]
16. yüzyıldan sonra, Sibirya'nın Türk kavimleri Ruslar tarafından gitgide Hristiyanlaştırılmış ve Slavlaştırılmıştır. Ama bu toplulukların Hristiyanlığında hâlâ Tengricilik kalıntılarını bulmak mümkündür. Örneğin hâlâ Şaman geleneği sürdürülmektedir ve köylerdeki Şamanlara olan güven, köyün papazına ya da doktoruna olan güvenden daha fazladır. Bugün Tengricilik artık sadece Moğollarda Lamaizm ile karışmış bir şekilde ve hâlâ doğaya bağlı ve göçebe yaşam sürdüren bazı Sibiryalı küçük Türk kavimlerinde görülmektedir.
Tengriciliği bugüne kadar muhafaza etmiş olan kavimler daima göçebe olmuşlardır. Bazı Müslüman Türkmen ve Kırgız boyları hâlâ tamamen veya kısmen göçebe bir yaşam sürdürmektedirler. Bu boylarda, eski dini törelerini İslami dualar ile karışık şekilde uygulayan şamanlara rastlamak mümkündür.[2]
Son yüzyıllarda birkaç defa Tengriciliği modernleştirme ve canlandırma denemeleri yapılmıştır. Bu çabalardan biri, Altay bölgesinde doğmuş olan ve Batılı bilimcilerin Burhanizm dedikleri Ak Yang dır (Ak Din). 1902 yılından 1930 yılına kadar süren Ak Din'in en önemli özelliği Şamanlara ve Ruslara karşı düşmanlığıdır. Onlara göre Şamanlar, yüzyıllar boyunca diğer dinlerin ritüellerini taklit etmiş ve saçma sapan şeyler yapmaya başlamışlardır. Ak Din, Şamanların Gök'ün (yani Tengri'nin) değil, yeraltının, yani kötülüğün temsilcileri olduklarını vurgulamış ve Şamanları yok etmeye çağırmıştır. Ak Din için vaaz verilen toplantılarda Şaman elbiseleri, Şaman davulları ve hatta Rusların şeytanlığı olarak görülen Rus kâğıt paraları bile yakılmıştır. Bu uygulamalara 1930 yılında Ruslar tarafından, şiddetli ve kanlı bir şekilde son verilmiştir.[1]

Gökteki Kutsal Nesneler

Güneş, ay, ateş ve su, Tengri'nin kudretinin sembolleridir. İnsanların Gök'e dua ederek elde ettiklerine inandıkları "Buyan" adlı enerji, güneşin göğün neresinde durduğuna bağlı olarak değişir. En fazla buyanın yeni ay ve dolunayda elde edilebildiğine inanılır. Senenin en uzun gününün yaşandığı ve gündüz ile gecenin eşit olduğu günler, en önemli bayramlardır.[3]
Yılbaşı, 21 Aralık'tan sonra gelen ilk yeni ayda, "Kızıl Güneş Bayramı" 21 Haziran'dan sonra gelen ilk dolunayda kutlanır.[3]
http://s1.picofile.com/file/6578918508/ulker_takim_yildizi.jpg
Venüs gezegeninin Türkler'deki adı "Erklik," Moğollar'daki adı "Tsolman"dır. "Ateşli ok" denilen yıldız kaymalarını ve yeryüzüne düşen meteorları Erklik Han'ın gönderdiğine inanılır (Erlik Han ile karıştırılmamalı). Büyük ayı yıldızlarına Moğollar'da Doolon Obdog ("Yedi Yaş Damlalı Adam") derler. Gök'ün Ülker yıldızlarına bağlı olduğuna, ve Ülker'in etrafında döndüğüne inanılır.[3] [4]
Beyaz Ay bayramında 14 adet tütsü yakılır. Bunların ilk yedisi "Yedi Yaş Damlalı Adam" ve diğer yedisi Ülker içindir. [3]

Üç-Dünya kozmolojisi

Çoğu eski inançlardaki gibi Tengricilikte de gerçek âlemin yanında bir "gök âlemi," bir de "yeraltı âlemi" vardır. Bu âlemlerin arasındaki tek bağlantı, dünyanın merkezinde duran "Dünyalar Ağacı"dır.
Gök âlemi ve yeraltı aleminin yedişer katları vardır (bazen yeraltı 9, gök de 17 kat olarak geçmektedir). Şamanlar bu âlemlere yolculuk yapmak için birçok girişler tanırlar. Bu âlemlerin katlarında, aynı yeryüzündeki insanlar gibi bir hayat sürdüren varlıklar vardır. Onların da kendi saygı gösterdikleri ruhları ve şamanları vardır. Bazen bu varlıklar yeryüzünü ziyaret ederler ama insanlara görünmezler. Sadece ateşin garip bir cızırtısında ya da bir tilkinin havlamasında kendilerini belli ederler ve şamana görünürler. [3] [5]
Yeraltı âlemi ("Yerlik")
Yeraltı âleminin yeryüzü ile çok benzerlikleri vardır ama yeraltı halkının insanlarda olduğuna inanıldığı gibi 3 ruhu değil, sadece 2 ruhu vardır. Onlarda, vücut ısısını üreten ve nefes alınmasını sağlayan "ami ruhu" eksiktir. Bu yüzden çok beyaz tenlilerdir ve kanları çok koyu renklidir. Yeraltı âleminin güneşi ve ayı çok daha az ışık verir. Yeraltında da ormanlar, ırmaklar ve yerleşim yerleri vardır.[3]
Yeraltı âleminin efendisi Erlik Han'dır (Moğolca: Erleg Han). Erlik, Tengri'nin bir oğludur. Yeraltında yeniden doğmayı bekleyen ruhları da Erlik Han kontrol eder. Eğer hasta bir insanın "süne ruhu" daha ölmeden yeraltı âlemine kayarsa bir şaman, Erlik Han ile pazarlık yaparak onu tekrar geri getirebilir. Eğer bunu başaramazsa hasta ölür.[3]
Gök âlemi
Gök âleminin de yeraltı alemi gibi yeryüzü ile benzerlikleri vardır ama bu âlemde insanların ruhları bulunmaz. Bu âlem yeryüzünden çok daha aydınlıktır. Bazı rivayetlere göre yedi tane güneşi vardır. Yeryüzündeki şamanlar bu âlemi ziyaret edebilirler. Burada sağlıklı, hiç dokunulmamış bir doğa vardır ve buranın yerlileri atalarının geleneklerinden hiçbir zaman sapmamışlardır. Bu âlem Tengri'nin diğer bir oğlu olan Ülgen'in himayesi altındadır.
Bazı günlerde Gök âleminin kapısı aralanır ve ışığı bulutların arasından parlar. Bu anlar, şaman dualarının en tesirli olduğu anlardır. Bir şaman, kendisini gök âlemine götüren hayali yolculuğunu bir kuşun, geyiğin ya da atın sırtına binerek, ya da bu hayvanların şekline girerek gerçekleştirir.[3]
Bir Tengricinin dünyayı görüşü
Bir tengriciye göre dünya sadece üç boyutlu bir ortam değil, aynı zamanda durmadan dönen bir çemberdir. Herşey bu çemberin içine bağlıdır ve çember durmadan eskir ve yenilenir. Dünyanın üç boyutu, güneşin hareketi, durmadan hareket halinde olan mevsimler ve bütün yaratıkların ölümden sonra tekrar doğan ruhlarından oluşur [3].
İnsanların üç ruhu
Tengricilikte, insanların ve hayvanların birden çok ruha sahip olduklarına inanılır. Genelde her insanın üç ruha sahip olduğu kabul edilir ama ruhların isimleri, özellikleri ve sayıları bazı kavimlerde farklı olabilir: örneğin, Sibirya'nın kuzeyinde yaşayan ve bir Moğol halkı olan Samoyetler, kadınların dört, erkeklerin beş ruha sahip olduklarına inanmaktadırlar.[3] [4]
Ruh türleri
Kuzey Amerika'da, Orta ve Kuzey Asya'da araştırmalarda bulunmuş olan Paulsen ve Hultkratz bu ruh inancının bütün halklarda aynı olan iki ruhunu şöyle açıklamışlardır:
    * Nefes, hayat ya da beden ruhu
    * Gölge ruhu/serbest ruh
Bunların yanında kavimden kavime değişen "kısmet ruhu," "koruyucu ruh" ve bir de "çocuk ruhu" inancını tarif etmişlerdir. Yeni doğan bir çocuğun "Omi ruhu" olduğuna, ve bu çocuk bir yaşına girdiğinde bu ruhun "Ergen ruhu"na dönüştüğüne inanılır. Ayrıca aynı kavme ait olan insanların bir "kolektif ruh"a sahip olduklarına inandıkları tespit edilmiştir. Bu "kolektif ruh" inancı, aynı türe ait olan hayvanlara da yansıtılır. Yani, aynı türe ait olan hayvanların büyük bir toplu ruha bağlı olduklarına inanılır.[13]


Ruh adları
Türklerde ve Moğollarda insan ruhları için birçok farklı isimler bulunur ama bunların özellikleri ve anlamları henüz yeterince araştırılmış değildir.
    * Türklerde: Özüt, Süne, Kut, Sür Salkin, Tın, Körmös, Yula
    * Moğollarda: Sünesün, Amin, Kut, Sülde[4]
Jean Paul Roux, bu ruhların yanında, bir de Uygurlar'ın Budist dönemlerinden kalan yazılarda sözü edilen "Özkonuk" ruhuna dikkati çeker.[4]
Moğolistan'a araştırmalar yapmak için gidip sonunda hayatını Tengriciliğe adamış ve "Sarangel Odigen" adlı Şamaniçe olarak Moğolistan'da vefat eden bilimci Julie Stewart, Tengricilik hakkında yazdığı makalelerinden birinde ruh inancını şöyle tarif etmiştir:
    * Amin ruhu: Nefes almayı ve vücut ısısını sağlar. Amin ruhu tekrar canlandırır. (Bu ruhun Türklerdeki adı "Özüt" olsa gerek. Kaşgarlı Mahmud, yazdığı Divân-ı Lügat-it Türk adlı eserinde "Özüt ruhu"nu nefes ruhu olarak tarif etmiştir).
    * Sünesün ruhu: Vücudun dışında, suya gider, suyun içinde hareket eder. Aynı doğadaki su çemberi gibi bir varlık sürdürür. İnsan ölünce yeraltı dünyasına iner. Tekrar dünyaya gelmesi gerektiğinde, bir kaynaktan çıkar ve bebeğin içine girer. (Türklerde "Süne ruhu").
    * Sülde ruhu: Bir insana kişiliğini veren ruh. Benlik ruhu. Diğer ruhlar insan vücudunu terk ederse sadece baygınlığa, benliğini yitirmeye ya da komaya yol açarlar, ama eğer bu ruh vücudu terk ederse insan ölür. İnsan ölünce doğada bir cisme girer ve Yer Su ruhu olur. Tekrar dünyaya gelmez. [3]
Hayvanların iki ruhu vardır. Hayvan öldüğünde bunlardan birisi tekrar dünyaya gelir ve diğeri doğaya yerleşir. Hayvanlar yeniden dirilebilen bir ruha sahip oldukları için, onlara da saygılı davranmak ve eziyet etmemek gerekir.
Kut, Tengrikut ve Iduk
"Kut" Tengrinin sadece hükümdarlara verdiği güçlü bir ruhtur. Tengri bu ruhu bir kağana, uygun gördüğü zaman verir ve yine uygun gördüğü zaman geri alır. Bu ruha sahip olan bir kağanın unvanına "Tengrikut" eklenir.
"Iduk" Umay'ın, Yer Su'ların ve bazı diğer dişi cinsiyetli kutsal varlıkların ismine katılan bir ektir ve henüz yeterince araştırılmamıştır. Jean Paul Roux'un fikrine göre, "Kut"un dişi varlıklara verilen uyarlamasıdır.[4] [14]
Tengri'nin yanındaki diğer kutsal varlıklar
Tengricilikte ataların kutsal sayılması ve hatta bazı büyük hükümdarların ölümlerinden sonra tanrı olarak kabul edilmesinden dolayı, kabileden kabileye farklı tanrısal varlıklar bulunur. Bu yüzden Tengriciliğin bütün kutsal varlıklarını bir araya toplanması imkansız gibidir. Örneğin, Altaylarda çok yüksek bir tanrı olarak görülen Kara Han'ın Oğuz Han'ın babası olduğu düşünülmektedir. Ayrıca Macar bilimcilere göre, Macarca'daki "tanrı" anlamına gelen "Isten" kelimesi İstemi Kağan'a ölümünden sonra tanrı olarak tapılmasından kaynaklanmaktadır.[15] [5]
Tengriciliğin bir tek-tanrı dini olup olmadığı hakkında farklı görüşler var olduğu için, bu kutsal varlıkların gerçekten "tanrı" olarak mı, yoksa sadece "güçlü ruhlar" olarak mı adlandırılması gerektiği kesin olarak söylenememektedir. Bu konu hakkında, bilimcilerin farklı görüşleri aşağıda Tek-Tanrı Kuramı başlığı altında ele alınmıştır.
En tanınmış kutsal varlıklar
Tengrinin yanında Tengriciliğin coğrafyasında en yaygın ve en tanınmış kutsal varlıklar şunlardır:
    * Umay (Iduk Umay ya da Tenger Ninyan da denir): Bereket tanrıçası. Tengri'nin kızı.
    * Ülgen (Altaylar'da Adakutay, Yakutlar'da Ak Toyun): Tengri'nin oğlu. Gök âleminin (cennetin) efendisi.
    * Erlik Han (Yeraltı âlemi=Yerlik/Erlik): Tengri'nin oğlu. Yeraltı âleminin efendisi.
Sibirya Türklerinde
Günümüzdeki Yakutlar ve Altaylar yukarıda sayılan dört tanrısal varlığın yanında ayrıca şu kutsal varlıkları tanımaktadırlar:[5]
    * Kara Han: Altaylılarda yüksek derecede bir tanrı. Gök'ün en yüksek katında, altın bir sarayda, altın bir taht'da oturduğu anlatılır. Altayların yaratılış efsanesinde hatta insanların yaratıcısı olarak gösterilir.
    * Ayzıt ya da Aykız: Aşk, güzellik ve Ay tanrıçası. Gök'ün 3. katında oturur. Kamlar alkışlarında (alkış= Dua) inanılmaz güzelliğini methederler.
    * Gün Ana: Güneş tanrıçası. Güneş ile birlikte Gök'ün 7., yani en yüksek katında oturur.
    * Ay ata ya da Ay dede: Ay tanrısı. Ay ile birlikte Gök'ün 6. katında oturur.
    * Alasbatır: Ev hayvanlarının koruyucusu.
    * Ancasın: Yıldırımların efendisi.
    * Su Iyesi: Su tanrıçası.
    * Taş Gaşıt: Kısmet tanrısı.
    * Andarkan: Ateşin efendisi. Eski Kırgızlarda bir bitki tanrıçası aynı isimi taşıyordu.
    * Satılay: Kötülük tanrıçası. İnsanların dengesini bozar, yoldan çıkarır ve ruh hastalıkları getirir. Çaresiz insanları intihar etmeye ikna eder.
    * Kış Han: Kışın efendisi.
    * Arah, Toyer, Tarila, Sabıray: Yeraltı âleminde, insanların ruhları hakkında kararlar veren hakim derecesindeki ruhlar.
    * Gölpön Ata: Koyunların koruyucusu.
    * Erdenay: Haberci. Tanrıların insanlara bildirmek istedikleri iyi kararları insanlara ileten ruh.
    * Kambar Ata: Atların koruyucusu.

hessenlu-azerbaycan
http://s1.picofile.com/file/6579065390/jame_sulduz.jpg


Doğa ruhları

Tengricilikte doğa ruhlarla doludur. Bu ruhlar bulundukları yerlere ve özelliklerine göre kategorilere ayrılırlar. Bunların isimleri Tengrici halkların farklı dilleri ve lehçelerine göre değişebilir. Ama bunlar genel olarak iki büyük gruba ayrılabilirler: [14]

    * Gök ile bağlantısı olan ruhlar: Bunların adlarına çoğunlukla "kök-" (mavi) ya da "-tengri" (gök) kelimeleri eklenir.
    * Yer ile bağlantısı olan ruhlar: Bunlar toplu olarak Türklerde "Yer su" ve Moğollarda "Gazriin ezen" olarak adlandırılırlar.
Rafael Bezertinov yazdığı "Tengrianizm: Religion of Turks and Mongols" adlı kitabında[14], Türklerde 17 kutsal varlığın (Tengri, Umay, Erlik, Ülgen vs.), Moğollarda ise 99 "Gök ruhları"nın 77 "Yer ruhları" ile karşı karşıya durduklarını ortaya koymaktadır. Ayrıca, çoğunlukla Tengri ile bağlantılı olarak kullanılan "kök" (mavi) kelimesinin, bir "gök ruhu" taşıdığı inanılan yaratıklara da eklendiğine dikkati çeker;
    ‘Kuk’ lakabı ayrıca, at, koç, boğa, geyik, köpek ve kurt gibi, bazı hayvanlara da verilmektedir. Bu yakıştırma hayvanın rengine (alaca) değil, Gök'e ait olmasına dair verilirdi: Kuk – Tengre, yani kutsal öze sahip."
Şamanlar birçok ruhu kontrol edebilir ama bazı gök ruhları o kadar güçlüdürler ki bir şaman onları etkileyemez. Bir ruh sadece, denge bozulduysa ve düzeltilmesi gerekliyse rahatsız edilebilir. Önemsiz meseleler veya sırf merak için rahatsız edilmemeleri gerekir.[3]
Moğollarda Tengrinin yanındaki en güçlü kutsal varlıklar, Gök'ün ayrı yönlerinde bulunduklarına inanılan dört kudretli gök ruhlarıdır. Moğollar bunların adlarına da "-tenger" (gök) eklerler:
    * Erleg Han (Erlik Han), yeraltının efendisi. Doğu-"tenger"i.
    * Usan Han, su ruhlarının efendisi. Güney-tengeri.
    * Tatay Tenger, kuzeyden çağrılır. Fırtınaların, yıldırımların ve hortumların efendisi.
Moğolların bu gök ruhları çok güçlüdür ve etkilenemezler. Şamanlar onlardan sadece bir ayinde yardımcı olmalarını rica edebilir. Bu ruh gruplarının dışında bir de Çor (Moğolca: Çotgor), Ozor, Ongun, Körmöz ve Burhan ruhları vardır.
    * Yer su (Moğolca: Gazriin Ezen, Yakutca: Ayy): Yer ile bağlantısı olan doğa ruhları. Bir dağın, gölün, ırmağın, kayanın, ağacın, köyün, binanın; hatta bütün bir ülkenin ruhu olabilirler.
    * Çor (Moğolca: Çotgor): Dengeyi bozan, bedensel ve ruhsal hastalıklar getiren kötülük ruhları. Bazı Çor'lar ölmüş insanların, yeraltı aleminin yolunu bulamamış olan Süne-ruhlarıdır. Bu takdirde bir şamanın bu ruhu tekrar yola getirmesi gerekir. Diğer kötülük ruhları tekrar canlandırma çemberinin dışında dururlar ve sonsuza dek doğada dolaşırlar. Şamanlar bu ruhları etkileyip iyi bir yardımcı ruh haline getirebilirler.
    * Ozor ruhları, Ongun ruhları ve Burhan ruhları çoğunlukla iyi ruhlardır, ama zamandan zamana sorun da yaratabilirler. Ozor ve Ongun ruhları bazı ataların bir süre boyunca doğada dolaşan Sülde ruhlarıdır. Bu ruhlar şamanların törenlerinde en önemli yardımcılarıdır.
    * Körmöz (Moğolca: Utha): Ölmüş şamanların ruhlarıdırlar. Körmözler daima canlı şamanların yanında bulunur, onlara yol gösterip yardımcı olurlar. Körmözler birçok şaman kuşaklarının tecrübesine sahiplerdir. İyi ve kötü Körmözler vardır. Ayrıca Körmözler yeni ölen insanların ruhlarına yol gösterirler ve onları gitmeleri gereken yere götürürler.
    * Burhan: Burhanlar çok güçlüdürler ve bir şaman onları etkileyemez. Eğer bir insanı hasta ettilerse, sadece hastayı rahat bırakmalarını rica edilebilirler. Sadece çok güçlü bir yardımcı ruhu olan bir şaman, Burhan ruhunu kontrol edebilir. Bu uygulamadan sonra o Burhan bir Ongun'un içinde tutulan Ongun ruhu olur.[3]
Altaylıların bazı güçlü doğa-ruhları
    * Altay Han: Altay dağlarının efendisi. Altay dağlarının zirvesinde oturduğuna inanılan çok güçlü bir ruh.
    * Buncak Toyun: Buzul Toyun ile birlikte gök âleminin en yüksek katında büyük Kara Han'ın sarayına giden yolun bekçiliğini yapar.
    * Demir Han: Güçlü bir dağ ruhu.
    * Talay Han: Güçlü bir dağ ruhu.
    * Okto Han: Yer Su kategorisinden, güçlü bir dağ ruhu.[5]
Kutsal dağlar, göller ve ağaçlar
http://s1.picofile.com/file/6578916496/tanri_dagi.jpg

Tengrici bir insanın doğaya karşı büyük saygısı vardır, çünkü doğa ruhlarla doludur. Büyük bir dağın, görkemli yaşlı bir ağacın, bir gölün ya da bir vahşi hayvanın bir ruhu ve böylece bir kişiliği vardır. İnsan doğadan sadece kendine ve ailesine lazım olduğu kadarını alır, savurganlık Tengriyi ve Yer suları öfkelendirir. Eğer insan doğadan bir şey alabildiyse bu sırf doğa ruhlarının rızası ile olmuştur. Bu yüzden onlara minnettar olması gerekir.[3]
Çin'in Tang döneminden kaldığı düşünülen Göç destanında, Türkler 40 kuşaktan beri kutsal saydıkları ve ondan güç aldıkları bir kayayı Çinlilere bırakırlar. Gök aniden garip sarımsı bir renge bürünür, kuş ötüşleri ve doğadaki diğer sesler kesilir, bozkırlar sararmaya solmaya başlar, Türklerin ve sürülerinin arasında salgın hastalıklar çıkar ve doğadan Yer suların sesleri duyulur "gööç gööç" diye. Yer su ruhları bu şekilde kendilerine ihanet eden Türkleri memleketlerinden kovar ve cezalandırır.
Dağ ruhlarının çok güçlü olduklarına inanılır ve bereket için onlara dua edilir. Her Tengrici halk, yaşadığı bölgenin en yüksek dağına hitap eder. Böylece günümüze kadar tüm Avrasya'da bazı dağ isimleri, bu eski inancın kalıntıları olarak muhafaza edilmiştir. Bir Dağ ruhuna edilen dua, bir "Oba" ya yöneltilir. Bu oba dağın yakınında bulunan ve o dağı temsil eden, 2-3 metre yüksekliğinde dallardan oluşan bir yığıntıdır. Bu obanın yanından geçen kimse üç kez etrafında dolanır ve sonunda obanın tepesine bir taş koyar. Böylece yolculuğunun devamı için uğur ve kendisi için güç aldığına inanır.[3]
Bazı kavimlerde dağa verilecek kurban dağda bulunan bir gölün içine atılır.
Bazı kutsal dağlar ve göller
    * Han Tengri (Kazakistan) Kazakistan
    * Altay dağları; zirvesinde Altay Han'ın oturduğuna inanılır.
    * Issık Kul: Kırgızistan Kırgızların mitolojilerinde güçlü bir ruhu barındıran kutsal göl.
    * Musala (Bulgaristan) Bulgaristan Bu dağ Balkanların en yüksek dağıdır ve 15. yüzyıla kadar Ön Bulgarların verdiği Tangra (Tengri) isimi ile tanımlanmıştır. Daha sonra Osmanlılar bu dağa "Maaşallah" ismini vermiştir. Günümüzdeki Bulgarlar Maaşallahtan türetilmiş olarak "Musala" derler.
    * Tien Shan: (Uygurca: Tengri Tav, (Tanrı dağı))

Adak, kurban geleneği
Tengricilikte iki türlü adak vardır; kanlı ve kansız adaklar.[3] [5]
Kanlı adaklar
En çok makbule geçtiğine inanılan adak hayvanları beyaz atlardır. Atların dışında koyun, keçi ve sığır da kurban edilir. Tengricilikte bir hayvanı kurban ederken dikkate alınması gereken birçok kural vardır. Bir hayvanın tekrar doğacak olan bir ruhu olduğu için, ona karşı saygı duyulur ve hayvana gereksiz acı vermemeye çalışılır. Kurban hayvanının başı kesilmez, çünkü ruhu kafasında, boynunda ve solunum yollarında bulunur, bu yüzden bölünmemesi gerekir. Ayrıca kanının akmaması, kemiklerinin kırılmaması ve hayvanın, postun karın kısmında bulunan bir yırtığın dışında tek parça kalması gerekir. Hayvanın karın kısmından bir kısım kesilir, buradan hayvanın içine el sokulup can damarı bölünür. Moğolistan'da hâlâ bu şekilde yapılmaktadır. Daha sonra hayvan ikiye bölünür ve iki ayrı ateşin üstüne asılır. Hangisinin dumanı dik bir şekilde göğe doğru çıkarsa o bölümü kül olana kadar ateşin üzerinde bırakılır çünkü o bölümün kokusunun Tengrinin hoşuna gittiğine inanılır. Günümüzün Müslüman Kırgızları, kurban bayramında da at kurban ederler.
Kansız adaklar
Kansız adak olarak özel seçilmiş çeşitli gıda malzemeleri, içki, tütün, silah, ev eşyaları ve at yarışları ile güreş gibi farklı şeyler kullanılır. Örneğin gök gürüldediğinde bir tas kımız, yoğurt ya da ayran ile üç kez çadırın etrafında dolanılır. Yıldırımın düştüğü noktada gençler Tengrinin hoşnutluğunu tekrar kazanmak için güreşler ederler. Ama her gün yapılan, en sık rastlanan adak, bir tas kımızdan Gök'ün dört yönüne doğru biraz sıçratarak o içkiyi böylece Tengriye, Ötükene, atalara adayıp gerisini bir dikişte içmektir. Bu gelenek günümüze kadar tüm Sibirya'da ve özellikle Moğolistan'da yaygındır. Bazen votka ile de yapılmaktadır.[3]
Eski Türklerde cenaze törenleri
Tengricilik'te bir insanın birden fazla ruha sahip olduğuna ve bu ruhların farklı özellikleri olduğuna inanılması, dönemsel ve bölgesel farklı cenaze merasimlerine yol açmıştır.
Jean Paul Roux'a göre, eski Çin yazılarında Vu-Sun'ların cenazelerini erken dönemlerinde yaktıkları ve daha geç dönemlerde gömdükleri hakkında kanıtlar bulunmaktadır. Bazı diğer kaynaklara göre gömülecek cenazeler için mezarın konumu bir akarsunun yakınında seçilir, ve bu vücudun dışında akarsular yolu ile hareket eden süne ruhunun dikkate alındığına işaret eder. Diğer kaynaklarda mezarların konumu yüksek tepelerde seçildiğine kanıtlar bulunur, ve bu gök ile ilişkisi olan nefes ruhunun dikkate alındığına işaret eder.
Kaşgarlı Mahmud da eski Türklerin cenaze gelenekleri hakkında çok faydalı bilgiler aktarmıştır. Yukarıda saydığımız geleneklerin yanısıra ağaçların üstünde sergilenen cenazeler olduğunu yazmaktadır. Ayrıca cenaze merasimlerinde geride kalan yakınların kendilerine tırnakları ve bıçaklar ile zarar verdiklerini yazmaktadır. Cenaze merasiminde özellikle yüzlerini yaralayıp, kan gelmesini sağlamaya önem verilmiştir, çünkü göz yaşlarının kan ile karışıp akmasının derin bir anlamı vardır. Birçok dikkate alınan gelenekler vardır: Cenaze çıkan bir evden 40 gün boyunca hiçbirşey alınıp bu eve hiçbirşey de verilmez. Bazı kavimlerde 40 gün boyunca ölünün adı anılmaz, aksi takdirde ölünün ruhu o evi terk etmeyeceğine ve gitmesi gereken yola çıkmayacağına inanılır.
Jean-Paul Roux'nun Türklerin ve Moğolların Eski Dini başlıklı çalışmasından:[16]
    “Ölümü izleyen dönemde bazen birdenbire ortaya çıkan, bazen önceden düzenlenen ağlayıp sızlamalar ile cenaze törenlerinde yer alan ritüele dayalı dövünmeleri birbirine karıştırmamak gerekir. Çinliler bu ayrımı gayet iyi yapmıştır, konuyla ilgili tanımlamaları klâsik niteliktedir: ‘Onlar, cenazenin içinde olduğu çadırın kapısı önüne gelir gelmez kanlarının gözyaşlarıyla birlikte aktığının görülmesi için yüzlerini bir bıçakla kesmektedirler.’ Jordanes bunun Hunlar tarafından da yapıldığını belirtmiştir. Diğer gözlemciler arasında İbn Faldan, ‘korkunç ve vahşi bir şekilde bağırıp ağlayan’ erkekler olduğunu açıklamaktadır. Aynı zamanda at yarışları düzenlenmekte, yani ölünün çevresinde düzensiz şekilde dönülmekte, ayrıca koyunlar ve atlar kurban edilerek ‘çadırın önüne serilmektedir’. Ölünün seyredilmesi için açıkta bırakıldığı süreyle ilgili olarak dikkat çeken yedi rakamına, çoğu kez değişik faaliyetler söz konusu olduğunda da rastlanmaktadır: yedi yara, yedi defa çevresinde dönüş

http://s1.picofile.com/file/6579069414/kul_tigin.jpg
...
    Gömülme tarihi geldiğinde ceset, Herodot tarafından belirtildiği ve Pazırık kazılarında da görüldüğü gibi, en azından İskitler'de ve ayrıca Moğollarda, mezarına kadar taşınmak için araba üzerine konmaktadır. Tukiuler'de, Vuhuanlar'da, Huan-Huanlar'da ve diğer Türk kabilelerinde bunlara bir cenaze alayı eşlik etmektedir. Cenaze törenleri bir araya gelmek için büyük nedenlerden birini oluşturduğu için eskiden olduğu gibi günümüzde de halk toplanmakta ve bunun için uzak yerlerden gelinmektedir. Yabancı heyetler davet edilmektedir.”[16]
    “Halen ölüme uçan ruhun shungkur, sungur şeklinde algılanmış olup olmadığını saptama olanağımız yok, ancak ‘öldü’ demek yerine shungkur boldi, ‘sungur hâline geldi’ deyiminin İslam dinini kabul ettikten sonra bile Batı Türklerinde kullanıldığı görülmektedir.” [16]
Emel Esin'in Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu adlı eserinden:[17]
“Kök Türkler hakkındaki Çin rivayetlerinden anlaşıldığına göre ceset, kubbeli ve yuvarlak biçimli olan Türk çadırına yatırılıyordu. Takvimde uygun bir gün seçerek yuğ merasiminin iki safhası icra edilirdi. Kök Türk beylerinin mezar taşlarında yuğ tarihleri verildiğine göre, gün belirlenirken bazı astrolojik düşüncelerin varlığından da söz edilebilir. Esasen görüleceği gibi, mezar taşlarında astrolojik simgeler de bulunuyordu. Merasim için seçilen günde ceset, at üzerine bindirilip bazen çadır şeklinde bir köşk içinde, silahları ve madeni ayna gibi kıymetli eşyaları yakılıyor ve başka bir mevsimde küller gömülüyordu. Türk kağanlarının mezar abideleri dağ şeklindeydi. Daha sonra Kök Türklerde ve Oğuz Türklerinde olduğu gibi ceset yakılmadan gömülüyorsa giyimli ve zırhlı olarak, silahları ve elinde bir kadeh içki bulunan ceset, atıyla mezara yerleştiriliyordu. Mezar abidesi olarak ölenin bir portresi ve hayatı sırasında giriştiği savaşlardan sahneler tasvir ediliyordu.
Ölen kimsenin hayattayken savaşta öldürdüğü kişilerin simgesi olan taşlar veya heykellere balbal deniyor ve bunlar da mezarın etrafına dikiliyordu. Balballar ve ölene kurban edilen hayvanlar, öbür dünyada hizmete tahsis edilmiş sayılıyordu. J. R. Hamilton ve E. Tryjarski tarafından yeni okunan geyikli bir Kök Türk mezar taşı yazısından anlaşıldığı üzere, kurban edilen hayvanların da tasviri yapılıyordu.
Ölenin, onun maiyetinin ve balballar ile kurbanlık hayvanların tasvirleri dikili taşa oyulmuş bir heykel veya kabartma olmaktaydı. Ölenin hayat safhalarını temsil eden levhalar da taşa naklediliyor veya az kabartmalı şekilde oyuluyor ya da kırmızı boyayla çiziliyordu. Bu eserlerin üslubu ilkel, fakat çarpıcı bir ifade biçimiyle kendini gösteriyordu. İnsan tasvirlerinin hiçbiri diğerine benzememek ile, kaynaklarda ölenin portresinin yapıldığı hakkındaki bilgi teyit edilmiş bulunmaktadır. Sin adı verilen bu mezar abidelerinin bazısında Türk sanatkârlarının adları da okunmuştur.” [17]
Jean Paul Roux'nun Altay Türklerinde Ölüm başlıklı araştırmasından:[18]
    “Aksine bir kanıt bulunmadığı sürece tarihsel çağdaki Altay toplumlarının cenaze töreni geleneklerinin, Orta Asya’nın tarih öncesi (Paleo-Asya, Altay veya Hint-Avrupa) geleneklerinin bir devamı olduğunu söyleyebiliriz.”[18]
    “Sonuç olarak, Altaylıların cenaze törenleri için kullandıkları değişik yöntemleri aşağıdaki şemayla özetlemek mümkündür.
    * Ağaçlar üzerinde sergilenen ceset
    * Hayvanlara terk edilen ceset
    * Yakılan ceset
    * Mumyalama uygulanan ceset
    * Gömülen ceset
    Bu beş durumda 2. ve 3. sıradaki işlemlerden sonra, hemen hemen her zaman bir gömme işlemi gerçekleştirilmektedir.”[18]
    “Çok sayıdaki metinden ölünün çadıra yerleştirildiğini öğrenmekteyiz. Kuşkusuz söz konusu olan çadır, ölenin hayattayken sahip olduğu çadır değildir. Bu çadır, genellikle cenaze törenleri için kullanılan ya da bu vesileyle kurulan özel bir yer, bir cenaze yeridir.” [18]
    “Türklerin eski tarihlerden beri kefen kullandıkları kanıtlanmıştır.”[18]
    “Genel olarak ölünün etlerle ve içeceklerle birlikte gömüldüğünü öne sürebilecek yeterli bilgimiz vardır.”[19]
    “Özetle, öteki dünyada ihtiyacı olan her türlü nesneyi gömmekteler.”[18]
Tengricilik'te din adamları: Kam ve Bakşi
Tengricilik'te Kam (Şaman) kutsal birisi değildir. Sadece ruhlar ile iletişim kurabildiği için toplum ona saygı gösterir. Bu yüzden diğer dinlerden tanılan din adamları ile karşılaştırılması doğru olmaz. Kam'ın en önemli görevleri bozulan dengeyi tekrar yerine getirmek ve hastaları iyileştirmektir. İnsanlar günlük ibadetleri için bir kam'a ihtiyaçları yoktur.
Bazı kamlar daha güçlü ruhlar ile iletişim kurabilir ve diğer kamlardan daha güçlü olur. Ak- ve Kara kamlar vardır. Bunların görevleri ve hünerleri farklıdır. Ak kamlar gök'e bağlı ruhlar ile iletişim kurar, kara kamlar ise yere ve yeraltı alemine bağlı ruhlar ile. Kamların giysilerine Manyak denir. Kam'ın manyağına asılı birsürü kendisine güç veren, ya da kendisini kötü ruhlara karşı koruyan eşyalar vardır.[3].
Kamların ateşle arınması
http://s1.picofile.com/file/6578917502/t%C4%B1vali_saman.jpg
    “Her şeyin ateşle arındırıldığına inanıyorlar. Dolayısıyla elçilerin veya prenslerin veya diğer herhangi bir yabancı kişinin gelmesi halinde, bu kişilerin ve getirdikleri hediyelerin tehlikeli olması, büyü yapmaları, zehir getirmeleri veya herhangi bir kötülük yapmaları olasılığına karşı arınmalarını sağlamak için ateş arasından geçmeleri gerekmektedir.” [16]
Kamların doğaya verdikleri önem
    “Daha önce belirlediğimiz gibi hayvan türlerinin yitirilmesi kaygısı, yani doğaya saygı, çevreyi koruma, ihtiyaçtan fazlasını tüketmeme veya şaman dininde hâkim-sahipleri incitmeme endişesi, oldukça iyi bilinen birçok töre ve geleneğin kaynağını oluşturur. En iyi şekilde Moğol çağında saptadığımız bu gelenekler, herhalde o çağdan çok önce ortaya çıkmışlardı; ama bunlar ancak Cengiz Han döneminde yasak altında yasalaştırılmışlardır.” [16]

Kamların uygulamaları
Çin kaynaklarından anlaşıldığına göre eski Orta Asya Şamanizminin temelleri Göktanrı, Güneş, Yer Su, atalar ve ocak (ateş) kültleridir. Bu bağlamda Asya halklarının inandığı Şamanlığın temelinde insan ve doğanın birlik ile beraberliği ve uyumu düşüncesi yer alır.
“İbn-i Sina görünüşe göre Türkmenlerin, yani göçebe Türklerin bir kabilesinde gerçekleşen bir şaman seansına katılmıştır: ‘Bir kehanet elde edebilmek için başvurulduğunda kâhin her yönde koşmaya koyuluyor ve bayılıncaya dek nefes nefese kalıyor. Bu durumdayken hayalinin kendisine gösterdiği şeyleri dile getiriyor ve orada hazır bulunanlar, gereğini yapmak için sözlerini dikkatle dinliyorlar.’ Yine aynı 11. yüzyılda Kaşgarlı kam kelimesini dört kez kullanıyor. Bunu ‘kâhin’ şeklinde çeviriyor ve niteliğini üç örnekle açıklıyor: ‘Şamanlar anlaşılmayan çok sayıda kelime söylediler.’ ‘Şaman büyü yaptı.’ ‘Şaman bir kehanette bulundu.’” [16]
    “Belki de bir tür kutsal kabul işlemi veya bu aşamaya erişmeyi kutlayan herhangi bir tören sonucunda, gereği gibi hazırlanan ve gerekli aletleri kuşanan şaman, müzik eşliğinde kendi etrafında dönerek çıkardığı hayvan seslerinden, uçma taklitlerinden, hayvan gibi zıplama veya sürünmelerinden, kendi varlığının bilincini unutacak kadar sarhoş hale gelebilecektir. Bu durumda, deneyimini, öte dünyaya yolculuğunu, zorlu yükselişini veya tehlikeli düşüşünü, hayvan biçimli ruhlarla olan savaşlarını, bitkin olarak kuvvetten düşünceye kadar mimiklerle canlandıracaktır. ... Burada esas olarak amaç, tinlerin bildikleri sırlar hakkında sorguya çekmek, yani gelecek hakkında bilgi edinmek; hatta kişilerin ruhunu, görünmez veya serseri yaratıklar tarafından çalınan ve onlar tarafından kaçırılmakla tehdit edilen ruhları aramak, yani büyü aracılığıyla tedavi etmektir.”[16]
Rüzgâr tayı ve Buyanhışıg
http://s1.picofile.com/file/6578914484/mogol_ruzgar_tayi.gif

Tengriciliğin günümüze kadar çok canlı kalmış olan Moğolistan'da, insanların kişisel gücü "Rüzgâr tayı" olarak tanımlanır. Rüzgâr tayının gücü, insanın dünyasını dengede tutması ile bağlantılıdır. Çok güçlü bir rüzgâr tayı, insanın sağlam bir mantığa sahip olmasını, kişisel gücünü dışarıya yansıtmasını ve daima doğru kararlar vermesini sağlar. Eğer bir insan gücünü kötü niyetleri için kullanırsa ve böylece dengeyi bozarsa, bu onun rüzgâr tayını zayıflatır. Böylece kötülük yapan insanların kendilerine de zarar verdiklerine inanılır (Karma felsefesinde olduğu gibi).
İnanışa göre, rüzgâr tayı hergün yapılabilen ufak uygulamalar ile güçlendirilebilir. Örneğin kıymetlı bir içecekten göğün dört yönüne doğru sıçratılarak, gök'e (Tengri'ye), yere ve atalara adak verilir ve dua edilir.
Buyanhışıg ya da kısaca Buyan da rüzgâr tayına benzeyen bir kavramdır. Bir insanın davranışları ile güçlenir ya da zayıflar. Tabulara dikkat edilmediğinde, atalara karşı saygısızlık yapıldığında ve gereksiz yere doğaya zarar verilip hayvanlar öldürüldüğünde, doğadaki ruhlar öfkelenir ve insanın Buyanı zayıflar. Rüzgar tayında farklı olarak Buyan daha çok toplumsal bir enerji kaynağı olarak görülür. Bir kavime ait olan tek bir kişinin yaptığı hata ile tüm kavimin Buyanı zayıflayabilir. Bu yüzden insanlar birbirlerine karşı da hata yapmamaları için dikkat ederler. Bir kavimin Buyanını güçlendirmek için bir şaman tarafından yönetilen törenler yapılır.
Rüzgar tayı ve Buyan inanışları, insanların bazı kurallara uyarak birbirleri ve çevreleri ile geçinmelerini sağlar.[3].
Bilim
Eski Türklerin daima hareket hâlinde olmuş olmaları, bu yüzden yeterince kazı yapılabilecek yerleşim yerleri bulunamaması, yazı kullanmaya çok geç başlamış olmaları (6. yüzyıl) ve sık sık yabancı kültürlerin etkisi altında kalmış olmaları, antik Türkleri araştırmayı çok zor bir mesele hâline getirir.
Ancak 6. yüzyıldan itibaren kendi yazdıkları dikilitaşlar bulunmaktadır. Bu dikilitaşlar eski Türkler'in neye inandıklarını kanıtlamakta ise de yabancı halkların kalıntılarında Türkleri tarif eden çok daha eski yazılar bulunur. En mühim bilgiler Çin, Arap, Fars ve Bizans yazıtlarında bulunur. Ancak bu halklar Türkleri çoğunlukla düşman olarak görmüş oldukları için yazdıkları da neredeyse hiç olumlu değildir. Bu yüzden yabancı kaynaklarda Tengrici Türkler 'iki ayak üstünde yürüyen köpekler', 'insanlık dışı barbarlar', 'kurt ya da köpek kafalılar' vs. gibi adlandırılmışlardır. Buna rağmen bu kaynaklarda da faydalı bilgiler bulmak mümkündür. [2]
Orta Çağ'ın Türk araştırmacısı Kaşgarlı Mahmud'un 11. yüzyılda tamamladığı Divân-ı Lügati't-Türk adlı sözlüğü, Tengriciliği araştırmak açısından en kıymetli kaynaktır. Kendisi Müslüman olan Kaşgarlı Mahmud kâfirler diye adlandırdığı Tengrici Türklerin yaptıklarını beğenmediğini her fırsatta belirtmiştir. Buna rağmen yazdığı eseri günümüze kadar, İslam öncesi Türkleri araştıran tüm bilimciler arasında en güvenilir kaynak olarak kabul edilir.[2]
Günümüzde antik Türkleri ve onların inançlarını araştıran bilimcilerin sayıları artmıştır. Ancak birçok önemli noktalarda, tartışmaları hala devam eden farklı görüşler yaygındır.
Tek-Tanrı kuramı
Eski Türk inancının tektanrıcı mı yoksa çoktanrıcı mı olduğu hakkında farklı fikirler vardır. Bu noktada en mühim tartışma konusu Tengri kelimesinin hangi zamanda Gök, ve hangi zamanda Tanrı anlamında kullanılmış olduğudur. Her iki anlamı da her kaynakta mantıklı bir söylem oluşturur. Bu sorunun cevabını bulmak emin olabilmek için çok mühimdir.
Viyana Üniversitesi'nin bir makalesinde, eski Türk inancı hakkında iki genel fikir olduğu şöyle açıklanmaktadır:[20]
    1) Türklerde Şamanizm de Totemizm de yoktu. Türk dini tektanrıcı bir dindi: Bu fikir özellikle Türk bilimcileri tarafından temsil edilmektedir.
    2) Türklerde hem Şamanizm hem Totemizm vardı: Eski dikilitaş yazılarında Şamanların sözü edilmese de daha geç yüzyıllarda var olduğu kanıtlanmıştır ve birçok kuzey Türk dillerinde kam kelimesi hâlâ bulunmaktadır. Türklerin Şamanist olduğu, örneğin bazı antik Çin yazıları ile de kanıtlanabilmektedir. Türklerdeki Totemizm hakkında pek fazla bilgi olmasa da, bazı kanıtlar buna işaret etmektedir. Scharlipp'e göre en mühim kanıt Türklerin türeyiş efsanesidir. Bu efsanede Türklerin kurtlardan türedikleri anlatılır. Ayrıca Türk orduları kurt kafası resmi olan bayraklarla savaşa gitmiş ve hatta ordunun yüksek düzeydeki önderlerine doğrudan Böri (Kurt) adını vermişlerdir.
Jean Paul Roux bu konuya da diğerlerinden daha çok açıklık getirmektedir:
    Tektanrıcı bir din olan eski Türk dininin yanı sıra çoktanrıcı bir yüzü de vardır. Türklerin güçlü bir hükümdarın egemenliği altında büyük topluluklar oluşturup büyük imparatorluklar kurdukları dönemlerde tektanrıcık ön plana çıkmış, ve çoktanrıcılık daha çok ayak takımını oluşturan halk arasında, veya ancak kavimler tekrar dağılıp anarşi içinde kaldıklarında yüzeye çıkmıştır. Göktanrısı Tengri yeryüzündeki oğlu olan hükümdar ile yakın bir bağı vardır. Hükümdar Tengrinin yeryüzündeki temsilcisidir. Tengri pantürkçü bir tanrı olsa da, aynı zamanda milli ve hükümdar özelliklerine sahiptir. Nasıl herkes yeryüzünde kağan'a kulluk ediyorsa, göğe, yani tüm kozmosun tanrısına da kulluk etmesi gerekiyor. Ancak bunlara rağmen, hatta Tüe'küe devletinin kalıntılarında bile Tengri'nin yanında başka tanrısal varlıklarla da karşılaşmaktayız. Bu varlıklar bazen Tanrının kendisi için kullanılan Tengri kelimesi ile ya da aziz kılınmış anlamına gelen İduk kelimesi ile tanımlanmaktadırlar. İduk, daha çok kağanın eşi olan Hatun ile bağlantılıdır. [4]
Günümüzdeki yeni Tengricilik
http://s1.picofile.com/file/6578910460/240px_Kitap_Tengir%C3%A7ilik.jpg
Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra, bu rejimden kurtulmuş olan Türk halkları tekrar kendi köklerini ve milli kişiliklerini aramaya başlamışlardır. Bu gelişme 1990'lı yıllarda ilk başta Tataristan'da, sonradan Rusya'da ve Kırgızistan'da belli olmuştur. Tataristan'da bu hareketin ismi ilk başlarda "Bizneng yul" (Bizim yol) iken sonradan "Tengirçilik" (Tengricilik) daha sık duyulur olmuştur. Zamanla Tengricilik halkın arasında yaygın olan bir heves olmaktan çıkmış, devlet tarafından desteklenmeye ve enstitüleri kurulmaya başlanmıştır. Böylece 1997 yılında Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te Tengrici bir topluluk kurulmuştur ve en son verilere göre 500.000 resmî üyeye sahiptir.[21] Tengriciliğin Kırgızistan'da bulunan başka önemli bir kuruluşu da "Tengir Ordo" (Tengri'nin Ordusu)'dur. Bu kuruluş Kırgızistan'ın parlamentosunda milletvekili olan Dastan Sarygulov tarafından kurulmuş ve yine kendisi tarafından yönetilmektedir.[21] Ayrıca Tengricilik araştırma merkezidir. Bu kuruluş İstanbul Üniversitesi'nin Türk Dünyası Araştırma Merkezi ile bir işbirliği yapmaktadır. Tengir Ordo'nun çalışmalarına zamanla diğer Türk halklarının da ilgisi artmış ve Orta Asya'da çok kez basına yansımıştır.

Kazakistan'ın Başbakanı Nursultan Nazarbayev ve Kırgızistan'ın Başbakanı Askar Akayev yaptıkları konuşmalarında Tengriciliğin Türk halklarının ortak millî ve geleneksel inancı olduğunu vurgulamaktadırlar.[21]
Tengriciliğin Moğolistan'daki organizasyonu "Golomt Center for Shamanist Studies" (Golomt Şamanist Çalışmalar Merkezi)'dir. Bu kurum Tengriciliği araştırmanın yanında, bu inancı batılı ülkelere de tanıtıp yayma amacıyla bir İngilizce İnternet sitesi yayınlamaktadır: tengerism.org - Tengricilik.
Ayrıca Prof.Dr. Schagdaryn, ve Dr. Sendenjaviin Dulam gibi bazı Moğol bilimcileri dünyanın birçok yerinde yüksek okullarda konuşmalar yapmaktadırlar.[7]
Bu gelişmelerin yanında Orta Asya ülkelerinin bayraklarında ve armalarında Tengricilikle alakası olan simgelerin geriye döndüğü dikkati çekmektedir. Özellikle Gök'ün mavi rengi ve kurt sembolleri günümüzün Türk Cumhuriyetleri'nin bayraklarında yer almaktadırlar.
Yakutlar, tekrar doğmuş olan yeni Tengriciliklerine "Ayy" adını verirler. Türkiye'de de bazı entelektüel ve milliyetçi çevreler arasında "Göktanrı dini" dedikleri Tengriciliğe karşı ilgi artmaktadır.
Kazakistan bayrağındaki gök mavisi rengi
http://s1.picofile.com/file/6578901406/120px_Flag_of_Kazakhstan_svg.png
Gagavuz bayrağında, hem kurt hem mavi renk.
http://s1.picofile.com/file/6578903418/120px_Wappen_Gagausien_01_01.png
Kırım Tatar Bayrağı (Kök Bayrak)
http://s1.picofile.com/file/6578902412/120px_Kok_Bayraq_svg.png
Gökbayrak: Uygurlar'ın bayrağı ve Türkçülüğün sembollerinden birisi.
http://s1.picofile.com/file/6578904424/120px_Xinjianj_uigur_svg.png
Tengricilik'in esasları
    * Çok tanrılı gibi gözükmesine rağmen aslında tek tanrılı bir dindir. Bu inanca göre Tengri tektir, en üstündür ve her şeyin yaratıcısıdır. Yine de bu konuda bir söz birliğine varılmış değildir.
    * Tengriciler, kendi dinlerinin, kitaplı dinlerden önce var olduğuna inanırlar.
    * Umay, Ülgen, Erlik Han gibi tanrı ve tanrıçalar, Gök-Tengri'nin özel melekleri olarak da kabul edilebilir.
    * Tengriciler, doğaya çok önem verirler. Doğada bir dengenin olduğuna, bu dengenin değiştirilmesi durumunda insanların ve diğer canlıların zarar göreceklerine inanılır.
    * Tengriciler, hayvanların ve bitkilerin de ruhları olduğuna inanırlar.
    * Tengriciler, doğadaki diğer maddelerin de ruhları olduğuna inanırlar. (bkz. Yer-Su İnancı)
    * Bazı dağlara, ormanlara ve ırmaklara kutsal değerler yüklerler.
    * Tengriciler, bazı gezegenleri, uyduları, yıldızları, yıldız kümelerini ve diğer astronomik cisimleri kutsal sayarlar.
    * Tengricilik'de erkeğin toplumdaki statüsü kadınınkinden üstün değildir.
Tengricilik teriminin farklı şekilleri
Tengrizm sözcüğü henüz yayılmak üzere olduğundan, farklı kavramlara da rastlamak mümkündür.
    * Tengrizm, Tänriizm, Tengrianity
    * Tengerizm (Moğollar'da)
    * Tangriizm ya da Tangrizm (eski Bulgarların Tengrizm'i için "Tangra")
    * Tengrianizm (Rafael Bezertinov'un kitabında)
    * Tengricilik, Gök Tanrı Dini, Gök Tengri Dini (Türkiye'de)
    * Tengirçilik (Kırgızlarda, Tatarlarda, Kazaklarda ve Altaylarda)
Kitaplar
    * Türklerin ve Moğolların Eski Dini / Jean-Paul Roux, ISBN 9758240706
    * Altay Türklerinde Ölüm / Jean-Paul Roux, ISBN 9759970910
    * Tengrianism: Religion of Türks and Mongols (Tengrianizm: Türklerin ve Moğolların Dini) / Rafael Bezertinov (Kitaptan bölümler (İngilizce))
    * Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu / Emel ESİN, ISBN 9759970295
    * Türk Mitolojisi, Yazar:Murat Uraz, ISBN 9759792359
http://s1.picofile.com/file/6578988928/a9.jpg
Kaynaklar
   1.  a b Tengricilik (Dr. Yaşar Kalafat)
   2.  a b c d e f g h i j k l m Dr. Peter Laut: Vielfalt türkischer Religionen: Tänriismus, Universität Freiburg [1] (Almanca: Türklerde dinlerin çeşitliliği/ Freiburg Üniversitesi'nden Dr. Peter Laut)
   3.  a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u v w Julie Stewart - Mongolian Shamanism (ingl.)/ Moğol Şamanizmi (Türkçe tercümesi)
   4.  a b c d e f g h Götter und Mythen in Zentralasien und Nordeurasien Käthe Uray-Kohalmi, Jean-Paul Roux, Pertev N. Boratav, Edith Vertes: ISBN 3-12-909870-4 İçinden: Jean-Paul Roux: Die alttürkische Mythologie (Eski Türk mitolojisi)
   5.  a b c d e f g h Türk Mitolojisi, Murat Uraz, ISBN 9759792359
   6.  "Bulgaria Illustrated History" Bojidar Dimitrov, Şubat`94
   7.  a b www.eurasischesmagazin.de Tengriciliğin küreselleşmede olası rolü adlı makaleyi yazan Prof.Dr.Schagdaryn Bira ile bir röportaj
   8.  Urreligion der Ungaren (Almanca) / Eski macarların inancı
   9.  Wörterbuch der Mythologie, Band 2, Stuttgart 1973, Hsg. Norbert Reiter, S.249, M. de Ferdinandy adlı yazarın, Die Mythologie der Ungarn Macarların mitolojisi adlı makalesi
  10.  Tangrist sanctuaries
  11.  İngilizce Vikipedi'de Tangra maddesi
  12.  University of Saskatchewan, Andrei Vinogradov, Din bilimi ve Antropoloji bölümü, Kasım 2003 Sayfa 78
  13.  Volksreligion in der Mongolei. (Moğolistan'da din)/Prof.Dr.Käthe Uray-Kohalmi
  14.  a b c Rafael Bezertinov, "Tengrianizm: Türklerin ve Moğolların Dini" (Tengrianism: Religion of Türks and Mongols)
  15.  Proto-Magyar texts from the middle of 1st millenium, B. Lukács
  16.  a b c d e f g  Türklerin ve Moğolların Eski Dini / Jean-Paul Roux (sy. 268) ISBN 9758240706
  17.  a b  Türklerde Maddi Kültürün Oluşumu / Emel ESİN. (sy.252-253)
  18.  a b c d e f  Altay Türklerinde Ölüm / Jean-Paul Roux (sy.219)
  19.  Altay Türklerinde Ölüm / Jean-Paul Roux (sy.288)
  20.  Viyana Üniversitesi'nin Einführung in die Ethnologie Zentralasiens (Orta Asyanın Etnolojisi) adlı makalesinde Religion der frühen Türken und Mongolen (Eski Türklerin ve Moğolların Dini) adlı bölüm, S.110 (Almanca) [2]
  21.  a b c Tengrismus:Auf der Suche nach den geistigen Wurzeln Zentralasiens/Marlene Laruelle(ingilizce) Marlene Laruelle/ Tengricilik: Orta Asya ruhani köklerinin arayışında. PDF
http://s1.picofile.com/file/6578940640/603px_T%C3%BCrkMitolojisi.jpg

نویسنده: dumuk2 , نظرات



  آلپ ار تونقا

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:21:47

ALP ƏR TUNGA
افسانه آلپ ار
افسانه هاي توركان
http://s1.picofile.com/file/6544616696/Tunga_tigin.jpg
http://s1.picofile.com/file/6544614684/alpertunga1a.jpg

ساکالار دؤنَمينه عاييد «آلپ ار تونقا» و بو اولماق اوزَره ايکي دستان تثبيت ائديلميشدير. آلپ ار تونقا، 700 ايل ميلادي دن اؤنجه (م.اؤ) ياشاميش قهرمان و چوخ سئويلن بير ساکا حؤکومداري دير. آلپ ار تونقا اورتا آسياداکي بوتون تورک بويلاريني بيرلشديره‌رک حاکيمييتي آلتينا آلميش، داها سونرا قافقازلاري آشاراق آنادولو، سوريه و مصري فتح ائتميش و ساکا دوولتيني قورموشدور. آلپ ار تونقانين حاياتي ساواشلارلا گئچميشدير. اوزون سوره موجاديله ائتدييي ايرانلي «ماد»لارين حؤکومداري «کي‌خسرو»اون دعوتينده حيله ايله اؤلدورولموشدور. آلپ ار تونقا ايله ايرانلي ماد حؤکومدارلاري آراسينداکي بو موجاديله‌لرين خاطيره‌لري اوزون عصيرلر هم تورک‌لر و هم ايرانلي‌لار [فارس‌لار‍‍‌] آراسيندا ياشاديلميشدير. آلپ ار تونقا، آسور قايناقلاريندا «مادووا»، «هئرودوت» دا «ماديئس»، ايران و ايسلام قايناقلاريندا افراسياب آدلاري ايله آنيلماقدادير.
http://s1.picofile.com/file/6544618708/yatagan.jpg


اورخون يازيتلاريندا «دوققوز اوغوزلار» آراسيندا «ار تونقا» آدينا ياپيلان «يوغ» مراسيميندن سؤز ائديلمکده‌دير. تورفان شهري‌نين باتيسيندا تاپيلان «بَزَگه‌ليک» معبدي‌نين دوواريندا دا آلپ ار تونقانين قانلي رسمي بولونماقدادير. «ديوان الغات التورک»ون يازاري کاشغرلي محمودا و «قوتادقو بيليگ» يازاري «يوسوف هاس حاجيپ»ه گؤره «آلپ ار تونقا» ايران دستاني شاهنامه‌ده‌کي بؤيوک و افسانه‌وي توران حؤکومداري «افراسياب» دير. ديوان الغات التورک ده توران حؤکومدارليغي‌نين مرکزي اولاراق «کاشغر» شهري گؤستريلمکده‌دير. ايسلامي قبول ائتميش اولان قاراخانلي دوولتي حؤکومدارلاري دا اؤزلري‌نين افراسياب ثلاله‌سيندن گلديکلرينه اينانميشلار و بونو ايفاده ائتميشديلر. مغول تاريخجي‌سي «جوويني» ده اويغور دوولتي‌نين حؤکومدارلاري‌نين دا افراسياب سويوندان اولدوغونو يازماقدادير. «شجره‌ي تراکيمه»يه گؤره سلجوقلو سولطانلاري اؤزلريني افراسياب سويوندان قبول ائدرديلر. سوسياليست جومهورييت‌لر بيرليگيي‌نين (شوروي) داغيلماسيندان سونرا ايله‌تيشيم (ارتباط) قورماق ايمکاني بولدوغوموز و روسلارين ياکوت آديني وئردييي تورک قوروپ اصلينده اؤزلرينه ساکا دئديکلريني سؤيله‌ميشديلر. تاريخ ايچينده غيب‌اولدوغونو دوشوندوگوموز ساکا تورکلري‌نين آز دا اولسا بير بؤلومونون بوگون ياشاماق‌لاريني سوردورمه‌لري لاپ چوخ مسئله‌نين يئني‌دن آراشديريلاراق دوغرولارين اورتايا چيخماسينا يارديمجي اولابيله‌جکدير. تاريخجي «مسعودي» ده م.س. (ميلاددان سونرا) 7 يوزايلين باشينداکي گؤک تورک خاقاني‌نين افراسياب سويوندان اولدوغونو يازماقدادير. بوتون بو بيلگيلردن حرکت‌له «تونقا آلپ» لا ايلگيلي افسانه‌لرين گؤک تورکلردن اؤنجه «دوغو و اورتا تييانشان» آلانيندا ياشايان تورکلر آراسيندا مئيدانا گلديگيني و بو دستانين داها سونرالاري گؤک تورک و اويغورلار آراسيندا ياشاياراق دوام ائتديگيني گؤسترمکده‌دير. آلپ ار تونقا دستاني‌نين متني بو گونه اولاشاماميشدير (يئتيشمه‌ييب). بير قيسميندان يوخاريدا بحث ائتديگيميز قايناقلاردا بو ديَرلي ساکا حؤکومداري و قهرماني حاققيندا بيلگيلر و بير ده ساگو (آغيت) تثبيت ائديلميشدير:

آلپ ار تونقا اؤلدو مو

دونيا صاحيب‌سيز قالدي مي

قورخاق اؤجونو[1] آلدي مي

ايندي اورک ييرتيلير.

فلک يارار گؤزتدي

گيزلي توزاق اوزاتدي

بَي‌لربَيي‌ني قاپدي

قاچسا ناسيل قورتولور.

ارلر قورد كيمي اولودولار

هيچقيريب ياخا ييرتديلار

آجي سسلرله باغيرديلار

آغلاماقدان گؤزلري قاپاندي.

بَي‌لر آتلاريني يوردولار

قايغي اونلاري دوردوردو

بنيزلري اوزلري سارالدي

سافران[2] سورولموش كيمي اولدولار.

«قوتادقو بيليگ»ده، آلپ ار تونقا حاققيندا بو بيلگي وئريلمکده‌دير: «اگر ديققت ائدرسن گؤرورسن کي دونيا بَي‌لري آراسيندا، ان ياخشي‌لاري تورک بَي‌لري دير. بو تورک بَي‌لري آراسيندا آدي مشهور، ايقبالي آچيق اولاني تونقا آلپ ار ايدي. او يوکسک بيلگييه و چوخ فضيلت‌لره صاحيب ايدي. چوخ سئچکين، يوکسک و ايگيد آدام ايدي؛ ذاتن عالم‌ده فراصت‌لي اينسان بو دونيايا حاکيم اولور. ايرانلي‌لار اونا افراسياب دئيرلر؛ بو افراسياب آخينلار حاضيرلاييب، اولکه‌لر ظبط ائتميشدير. دونيايا حاکيم اولماق و اونو ايداره ائتمک ايچين لاپ چوخ فضيلت، عاغيل و بيلگي لازيمدير. ايرانلي‌لار بونو کيتابا گئچيرميشديلر.کيتابدا اولماسا اونو کيم تانيردي.»
http://s1.picofile.com/file/6544615690/image0014.gif


بوگونکو بيلگيلريميزه گؤره آلپ ار تونقا ايله ايلگيلي ان گئنيش بيلگي ايران دستاني شاهنامه‌ده تثبيت ائديلميشدير. شاهنامه‌نين باشليجا قونولاريندان بيري ايران-توران ساواشلاريدير. بو دستانا گؤره ان بؤيوک توران قهرماني اؤنجه شاهزاده، سونرا حؤکومدار اولان افراسياب دير. شاهنامه‌ده‌کي آلپ ار تونقا ايله ايلگيلي بيلگيلر بئله اؤزتله‌نه‌بيلير(خلاصه اولا بيلير):

«توران شاهزاده‌سي افراسياب، باباسي‌نين ايسته‌گي اوزرينه ايرانا حرب آچدي. ايکي اوردو «ديهيستان»دا قارشيلاشديلار. بويو سروي، گؤكسو و قوللاري آصلان كيمي و فيل قدر قووت‌لي اولان افراسياب، ايرانلي‌لارا غلبه ائله‌دي. ايران پادشاهي افراسيابا اسير دوشدو. ايرانين ايلک اينتيقاميني او زامان ايرانا باغلي اولان قابل پادشاهي «زال» آلدي. زال باشاريلي اولماسينا رغمن ايران شاهي‌نين اؤلدورولمه‌سيني انگلليه بيلمه‌دي. افراسياب ايراني اله گئچيرمک ايچين يئني بير ساواش آچدي. ايرانين يئتيشديردييي ان بؤيوک قهرمانلاردان، زال اوغلو روستم، افراسيابين اوزرينه يورودو. افراسياب ايله زال اوغلو روستم آراسيندا بيتمز- توکنمز ساواشلار ياپيلدي. ايران تختينده بولونان کيکاوس، هم اوغلو سياوش و هم ده زال اوغلو روستمي داريلتدي[3]. سياوش افراسيابا سيغيندي. سياوش‌ين توران‌دا بولوندوغو سيرادا، ائولنديگي «تورک بَيي پيران»‌ين قيزيندان بير اوغلو اولدو. سياوش اوغلونا باباسي کي‌خسرونون آديني وئردي. افراسياب اوزون ايللر توران‌دا حؤکومدارليق ائتدي. ايرانلي‌لار سياوش‌ين اوغلو «کي‌خسرونو قاچيرارارق ايران تختينه اوتورتدولار. کي‌خسرو، زال‌اوغلو روستم‌له ايش‌بيرليگ آپاردي و توران اوردولاريني يئندي (غلبه ائله‌دي). کي‌خسرو ايله افراسياب دفعه‌لرجه ساواشديلار. سونوندا اوردوسوز قالان افراسياب، کي‌خسروون آداملاري طرفيندن اؤلدورولدو. شاهنامه‌ده افراسياب آدييلا آنيلان توران حؤکومداري آلپ ار تونقانين ايران حؤکومدارلارينا دفعه‌لرجه يئنيلدييي آنلاتيلماقدادير. آنجاق ايران- توران ساواشلاريندا ايران حؤکومدارلاري سورکلي دئييشميش و 140 ايل ياشاديغي روايت ائديلن آلپ ار تونقا ايسه موجاديله‌يه داوام ائتميشدير. بو دوروم افراسيابين باشاريسيز اولماديغيني گؤسترير. گرچک دستان متني بولوندوغو تقديرده بو دستانلا ايلگيلي داها ساغليقلي ديَرلنديرمه‌لر ياپيلابيلير گؤروشونده‌يم.
http://s1.picofile.com/file/6544613678/alper.jpg

لینک ها
www.dilimiz.com/tarih/alp_er_tunga.htm
www.bilgicik.com/yazi/alp-er-tunga-destani/

نویسنده: dumuk2 , نظرات



  آشیق علعسگر

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:21:22

Aşiq ƏLƏSGƏR

آشیق علسگر
 
عاشیق علعسگر
عاشیق علعسگر (اربجه: علی اصغر) بویوک ائل نغمه کاری عاشیق العسگرین شعرلری ئوز ساغلیقیندا قلمه آلینمادیغی کیمی، اونون حیاتی حاقیندا یازان اولمامیشدیر. اوستادین عمر یولو باره ده فکر سویله مک، تصور یاراتماق اوچون ایستر ایسته مز یئنه ده قوجالاریمیزین یادداشیندا یاشاین ناغیل افسانه تک شیرین خاطره لر یون چئویرمگه مجبوروق. عاشیق العسگر گویچه ماحالینین آق کیلسه کندینده تخمینا 1821 اینجی ایل مارتین 22 سینده آنادان اولموشدور . یئری دوشنده ئوز دئیرمیش : ( نوروزدا دونیایا گلمیشم ئوزوده آدیمی بایرام نوروز یادا علی قویماق ایستتییبلر) آتاسی آق کیلسه کندین ساییلان ، حرمتلی آداملاریندان ایمیش.

http://s1.picofile.com/file/6528670020/451px_Ashig_Alesger.jpg

"آنا یوردوم" از اشعار "عاشیق علسگر"

Babaların tarlasından,
Nənələrin qorxuluğu almaq üçün
Çəftə suyu içirdiyi kasasından
Səni içdim udum-udum
Ana yurdum, ana yurdum!
Bağ gülündə, dağ qarında,
Sel-suların axarında,
Palıdların vüqarında
Səni gördüm,
Ana yurdum!
Tarixin uğuldayan dağ mehində,
Quşlarının cəh-cəhində
Yurddaşların kədərində, fərəhində
Səni duydum, ana yurdum!
Füzulinin “ah” səsində,
Üzeyirin nəğməsində,
Ələsgərin nəfəsində
Səni andım, ana yurdum.
Mənim andım - ana yurdum!

اساس مشغولیتی اکینچیلیک اولان آل ممدین الیندن دوگلرلیک ده گلیرمیش . ساز چالماقی باجارماسادا، الهاملی شاعر کیمی تانیارمیش.

آل ممدین شعرلرینین اکثریتنی اونودولموشدور. یاددا قالان اوچ – دورد قوشماسی ایسه عاشیقلار طرفیندن بو گونده اوستاد یادگارلری تک اوخونماقدادیر :

بو دونیا دئدییین فانی دیر فانی اول نوح گلمیش دی قالماییب هانی

عمومیت له العسگرین اصل علم بیلیک منبعی جانلی آذربایجان دیلی خلق حیاتی معیشتی اولموش ، او چوخ گزمیش چوخ گوروب گوتورموش ، گنجه قازاخ ، شمکیر ، شینیق بوچرلی ایروان نخجوان درهلز ثرور کلبجر قاراباغ و باشقا ئیرلرده سای سیز حساب سیز مجلس لر آپارمیش دیر.

مختلف طبقه لردن اولان آدام لارلا انسیته گیرن دورونون ان قاباقجیل ضیالی لاری ایله دوستلوق علاقه لری ساخلایان صنعتکار ائشیدیب – گوردوکلرینه اعتناسیز یاناشمامیش جانلی انسیت واسطه سیله آلدیغی علمی – مدنی معلوماتی الهامیندا ، تخیولونده قانادلاندیرمیش همین بیلیک لرده گلدیکجه بدیعی یارادیجیلیغیندا گئنیش استفاده ائتمیش دیر.

عاشیق العسگر یوکسک ایفاچیلیق مدنیتینه مالک ایمیش . او ، ایفا زمانی ئوزونو چوخ تمکین له آپارا، یونگول حرکت لره ، آرتیق – اسکیک سوز – صحبته یول وئرمز سازی ساخلایا چالارمیش .

عاشیق العسگرین اسلام دینینه دونمز و محکم اعتقادی واریمیش. ائلیمیزین سئویملی نغمه کاری 1926 اینجی ایل مارت آیینین 7 سینده دونیاسینی ئله جه دییشدی. عاشیق العسگر ین آق کیلسه کندینین غربینده کی کهنه قبرستانلیقدا دفن ائدیلمیش دیر.

1821ـده آذربایجان گؤیجه بؤلگه سینین آغکیلسا[1] کؤیونده آنادان اولان آشيق علعسگر، آذربایجان ادبیاتینین، خصوصیله عاشیق ادبیاتینین ان تانینان و شعیرلری خالق آراسیندا ان چوخ یاییلان شاعیرلردن بیریسیدیر. تیفلیسده روسجا یاییلان «قاوقاز[2]» قزئتی اوندان، اولاغان اوستو سسی، ساز چالما مهارتی و سؤز قوْشما قابليتی اولان بير صنعتكار اولاراق سؤز آچار. سئوگیلیسی «شهین بانو»ـدان زوراکی آیری دوشندن سونرا، عاشيق علعسگر 40 یاشینا قدر ائولنمه ییر. بو شاعیر 1926ـدا آغ کیلسادا توپراغا تاپیْشیریلیر. بیز بو یازیدا تحکیه باخیمیندان عاشیق علسگرین شعرینی آراشدیرماغا چالیشاجاغیق. دئمه لیییک کی عاشیغـین شعیرینین گئج مکتوب اولماسینا گؤره نوسخه لرده چوخلو دییشیک لیکلر گؤرونور. بیز بو آراشدیرمانی اسلام عسگرزاده (عاشیغین نوه سی) توپلادیغی کیتابا اساسلاندیریریق[3].

فرانسالی[4] ژئرار ژئنئت، فیقور آدلی کیتابیندا ایلک دفعه تحکیه ائتمه (آنلاتما) متینلری آچیقلایاراق، حیکایه (اولموش یا اولا بیلجک اولایلارین بوتونو)، آنلاتی (حیکایه نین متنی، یعنی اوخوجو طرفیندن اوْخونان متین) و تحکیه نی آییریر. اؤته یاندان ایتالیالی آمبئرتو ائکو[5]، آنلاتی نین دوغرولماسینا زامانـیـن گئچمه سی و بیر سیرا اولایلارین دالبادال اوز وئرمه سینی گرکلی بیلیر. بو دالباداللیق او قدر اهمیت تاپیر کی ژان میشئل آدام[6]ـین دئدییینه گوره “اولایلارین دالباداللیغی اولماسا آنلاتی تشکیل ائدیلمه یه جکدیر.”

http://s1.picofile.com/file/6528672032/images.jpeg


علعسگر از مشهورترين عاشيقهاي همه ادوار است و شايد درست باشد كه او را به تنهايي بتوان يك مكتب در صنعت عاشيقي ناميد. در سال 1821 قره‌باغ (كه اكنون در اشغال ارمنستان است) متولد شده‌است. اين عاشيق هنرمند، همه آهنگ‌هاي 72 گانه ثبت شده را هنرمندانه اجرا كرده واشعاري از وي در اوج بلاغت شعري باقي است

تربيت عاشيقها كه از آداب رايج در بين اساتيد عاشيق بودهاست در شيوه عاشيق علعسگر به بهترين وجه با تربيت 12 عاشيق نمودار است

عاشیق علعسگر" یکی از استادان هنرعاشیقی، عاشیق را چنین معرفی می کند:

عاشیق اولوب ترک وطن اولانین
(آنکه عاشیق شده و وطنش را ترک می کند)
 
ازل باشدان پرکمالی گره کدیر
(از ازل باید اهل کمال باشد)

اوتوروب دورماقدا ادبین بیله
(در نشست و برخاست آداب دان)

معرفت علمیندن دولو گره کدیر
(و به علم معرفت و شناخت آشنا باشد)


هرعاشیقی ساز خود را هماهنگ با تن صدای خود کوک می کند، به این صورت که اگر صدایش "زیر" باشد آن را زیل و اگر "بم" باشد آن را بم کوک می کند. لازم به ذکر است که بم نواختن و زیر خواندن و یا برعکس زیل نواختن و بم خواندن در میان عاشیق ها مردود شمرده می شود .

آهنگ های موسیقی عاشیقی به سه گروه تقسیم می شود که هر گروه ویژگی های خاص خود را دارد :

1- اورتا هاوالار (آهنگ های بالا). این آهنگ ها از پرده ی چهارم به بالا نواخته می شوند. اینها نوازنده را خسته نمی کند.

2- اورتار هاوالار (آهنگ های میانه). این آهنگ ها مابین شاه پرده ی بالا (پرده ی چهارم) و شاه پرده*ی میانی (پرده ی نهم) نواخته می شود.

3- آشاغی هاوالار (آهنگ های پایین). این آهنگ ها در پرده های پایین تراز شاه پرده ی میانی نواخته می شوند. اینها به علت زیل بودن باعث خستگی نوازنده می شوند.

اسامی آهنگ های موسیقی عاشیقی به تفکیک سه گروه بالا به ترتیب زیر است:

آهنگ های بالا ( یوخاری هاوالار):

کسمه دیوانی _ شاه خطائی دیوانی _ تره کمه گؤزه ل لمه سی _ قهرمانی _ تاجری_ همدان گرایلی سی_شاهسون _ زه وزه گرایلی سی_ قارص هاواصی _ اوردوباد گؤزه ل لمه سی _ روحانی _ اکبری _ کسمه کرم _ غربتی _ یانیق کرم _ دستان _ حبیبی _ جیفالی تجنیس _ معمولی تجنیس _ دیک دابانی _ تورکیه گرایلی سی _ نارنجی _ کرم گؤزه ل لمه سی _ وطن امراهی سی _ اورمیه امراهی سی _ شاغی _ نمدی_ دیلغمی _ حیدری _ قوجا قارتال .

آهنگ های میانه ( اورتا هاوالار):

مانی _ محترمی (کوراوغلو کنگی سی) _ صور اسرافیل _ قره عینی _ قیزلار گؤزه ل لمه سی _ آراز باسدی ( شرور گؤزه ل لمه سی) مصری ( شفق) _ گؤزه ل لمه _ حلبی _ عسگری _ دوراخانی _ آغاخانی _ ساللاما دوبیت _ معمولی دو بیت _ جمشیدی _ دول هیجران _ پاشام کؤچدی _ بنایی هجران _ شکریازی _ زیل امراهی _ قره باغ شکسته سی _ سلماس پناهی سی _ کلبعلی خان _ آذربایجان هاواسی _ گؤیچه گؤزه ل لمه سی _ ماهور _ ساری کؤینک _ اوچوبیر _ موغا جیران _ هشتری _ اورتاشور ماهنی سی_ تورکو کوراوغلو

آهنگ های پایین (آشاغی هاوالار):

سماعی _ بهمنی _ ائرمنی کشیش اوغلوسو _ نصرالله قره باغی سی _ خاچا خالدار _ کسمه هجرانی _ ائل کوچدی _ شیروانی (زیل شکسته) _ سولدوزی (ساللاما بهمنی) _ پناهی (سگیگز یارپاق) _ شرقی _ اوغلان- اوغلان _ کوراوغلو جهلمه سی

http://s1.picofile.com/file/6528671026/asiq_elesger.jpg
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  کتیبه های ترکی

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:20:57

Türkçə Yazitlar
توركجه يازيت لاري
سنگ نوشته هاي تركي

ادبيات عهد باستان تركي:
از سومريان (گيل گميش) تا كتيبه هاي اورخون و يئني سئي
http://s1.picofile.com/file/6521388328/450px_Gok_turk_Epigraph_Cop.jpg


تاریخ ادبیات ترکی عهد باستان مثل تاریخ ادبیات همه اقوام جهان در هاله ای از ابهام قرار دارد. به عقیده برخی از زبانشناسان  نخستین اقوام ترک که از خط استفاده کردند و الواح و کتیبه ها نگاشتند سومریان بودند[1][1]. دکتر احمد مجیب المصری ترک پژوه عرب مصری در این باره می نویسد: «موطن ترکان قلب قاره آسیاست که  از  تبت  تا  دریاری خزر گسترده است و تاریخ، هجرت آنان را در قرن پنجم قبل از میلاد خاطرنشان میکند. آنان ترکان سومر بودند که در بین النهرین رحل اقامت افکندند و تمدن درخشانی را که از نخستین تمدنهای دنیا در شمار است پی افکندند. از تصاویر و پیکره های به جا مانده از سومریان شباهت آنان به ترکان مشهود است چنانکه دویست کلمه از کلمات مادر و اصلی سومری هنوز در زبان ترکی رایج است.»[2][2]  اگر سخن این ترک پژوه و برخی از زبانشناسان و ترک پژوهان دیگر جهان را قبول کنیم لاجرم باید «حماسه گیل گمیش» را نخستین اثر مکتوب زبان ترکی بشماریم که به دست ما رسیده است. افسانه «گیل گمیش» شامل اشعار 3600 سطری (12 لوحه هر لوح 300 سطر) نه تنها از نظر ادبی بسیار ارزشمند است بلکه این اثر مانند یک کتاب کامل جامعه شناسی، جامعه آنروز شهرهای سومر را در معرض دید ما قرار میدهد.
گیل گمیش (بیل گمیش)
http://s1.picofile.com/file/6521568408/502px_Statue_of_Gilgamesh_U_Sydney.jpg
http://s1.picofile.com/file/6521570420/gilgamesh.jpg
http://s1.picofile.com/file/6521569414/Gilgamesh_187x300.jpg

[3][3] اما نخستین قطعه شعری که ترکی بودن آن مورد اتفاق زبانشناسان است و همچنین تاریخ سرایش و نام قبیله سراینده آن مشخص شده است قطعه شعری است که در منابع چینی بدان اشاره رفته و شاعری از قبیله ترکهای هون 119 سال قبل از میلاد مسیح آن را سروده است. مضمون شعر مزبور چینین است:

«کوههای «بن چی شان» را گم کردیم،
         زیبائی را از رخ زیبارخانمان ربودند
                   فلات «سی لانشان» را گم کردیم
مرتع دامهایمان را ربودند»[4][4]

Orxun(orhun) yazitlari 
كتيبه هاي اورخون
http://s1.picofile.com/file/6521403418/orhun_yazitlari.jpg
http://s1.picofile.com/file/6521405430/OrhunKitabeleri4.jpg

دومین اثر شایان توجه در این زمینه کتیبه های اورخون هستند. که تاریخ آنها به قرن هشتم میلادی میرسد. این کتیبه ها جزء منابع بسیار ارجمند تاریخ ادبیات ترکی است و شامل سه کتیبه: 1. گول تیکین 2. بیلگه قاغان 3. تان یوغوق است. که اولی برروی سنگهای مکعبی به ارتفاع  75/3 متر و سومی متشکل از دوسنگ که ارتفاع یکی از آنها به 5/1 متر میرسد. اما از کتیبه دوم تنها قطعه هایی به دست آمده است. [5][5]


كتيبه گول تیکین :
Kül Tigin Yazıtı (Kül Tigin Kitabesi), Bilge Kağan tarafından ölen kardeşi Kül Tigin adına MS. 732'de dikilen yazıttır.

Moğolistan'da Orhun Nehri yakınlarında bulunmaktadır. Kül Tigin Yazıtı ve Bilge Kağan Yazıtı arasındaki uzaklık yaklaşık olarak bir kilometredir. Yazıtlar runik Köktürk yazısı ile yazılmıştır.
http://s1.picofile.com/file/6521398388/kul_tigin.jpg
http://s1.picofile.com/file/6521400400/kultigin_aniti.jpg

 كتيبه بیلگه خاقان :
Bilge Kağan Yazıtı (Bilge Kağan Kitâbesi), Orhun Yazıtlarından biridir. Bilge Kağan'ın ölümünden sonra oğlu tarafından dikilmiştir.

Moğolistan'da Orhon Irmağı yakınlarında bulunmaktadır. Bilge Kağan Yazıtı ile Kül Tigin Yazıtı arasındaki uzaklık bir kilometredir. İskandinav runik harflere benzeyen Göktürk yazısı ile yazılmıştır. Bazı bölümleri Kültigin Kitabesi'nden aktarılmıştır. Ondan farkllı olarak Kül Tigin'in ölümünden sonraki olayları da anlatmıştır. Kültigin kitabelerinin çevresinde Bilge Kağan'ın mezarının etrafında da balballar vardır. Bunları Yollug Tigin yazmıştır.
http://s1.picofile.com/file/6521395370/bilge_kagan_aniti.jpg
http://s1.picofile.com/file/6521396376/bilge_kagan_yaziti_2.jpg


كتيبه تان یوغوق:

onyukuk yazıtı 731 yılında yazılıp dikilmiş olan Orhun Yazıtları'nın ilkidir. Bilge Kağan yazıtı ile Kül Tigin yazıtının doğusunda yer alır.

Dört yönlü iki taş üzerinde yazılmıştır. Birinci taş üzerinde batı ve doğu yüzlerinde 7'şer, güney yüzünde 10, kuzey yüzünde ise 11 satır olmak üzere toplam 35 satır yer almaktadır. İkinci taşın ise batı yüzünde 9, doğu yüzünde 8, güney yüzünde 6 ve kuzey yüzünde 4 olmak üzere toplam 27 satır vardır. İki taşın toplam satır sayısı 62'yi bulmaktadır. Yazıtı, Bilge Kağan dönemine kadar başkomutanlık ve vezirlik yapmış olan Tonyukuk dikmiştir. Metnin yazarı da yine Tonyukuk'tur.
http://s1.picofile.com/file/6521409454/Tongquq.jpg
http://s1.picofile.com/file/6521410460/tonyukuk_dogu_ornek.jpg
http://s1.picofile.com/file/6521411466/tonyukuk_yaziti.jpg



در مورد منظوم یا منثور بودن آنها نظرات مختلفی ابراز شده است. یک مستشرق روسی اشکال شعری و اوزان این نت ها را کشف کرده و به چاپ رسانیده است.[6][6] اما مرحوم پروفسور محرم ارگین این نظریه را رد کرده و از نثر خوش آهنگ و ریتمیک کتیبه ها سخن گفته است. [7][7] دکتر جواد هیئت قطعه شعری را که بعدا نقل خواهد شد از کتیبه گول تیکین نقل کرده است که در واقع به صورت تلویحی حاکی از اعتقاد ایشان به منظوم بودن کتیبه هاست. اما به نظر نگارنده این سطور، کتیبه  گول تیکین به صورت نظم و نثر نگاشته شده است. و قطعه هایی از آن ضمن تاکید بر موضوعی واحد با دارا بودن صدر و ذیل و به اصطلاح ادبا مطلع و مقطع مشخص و دارای وزن هستند. یعنی تقریبا همانند یک «نوع» ادبی که بعدها در جهان اسلام به «مقامه» شهرت یافت و نیز مثل  گلستان سعدی شیرازی که دارای نثر مسجع بسیار زیبائی بوده و در عین حال هر از چند سطری اشعاری نیز بدانها اضافه میشود. کتیبه گول تیکین نیز دارای همین اوصاف است.
http://s1.picofile.com/file/6521408448/ORHUN_YAZITLARI_300x249.jpg



با این تفاوت که بیش از نیم هزاره بین این دو شاهکار شرقی فاصله افتاده است و نیز خالق کتیبه گول تیکین بر خلاف شیخ اجل سعدی که به منابع بسیار غنی عربی که بعد از اسلام به وجود آمده بود دسترسی نداشت. وجود قطعه های منظوم در کتیبه های اورخون و نیز در منظومه «آلپ ار تونقا»[8][8] نشانه وجود شعر منظوم در میان ترکان قبل از اسلام و مقارن اسلام بوده است. و مرحوم پروفسور زهتابی تاکید بسیار بدان داشت که وزن شعر ترکی وامدار وزن شعر عربی نیست. دکتر سیروس شمیسا نیز در مورد وزن رباعی مینویسد: « هیچ استبعادی ندارد که شکل شعر رباعی ماخوذ از آشنائی بعضی از افاضل با شکلهای شعری کوتاه ترکی از قبیل تانکا و هایکو و امثل آنها باشد» [9][9]
http://s1.picofile.com/file/6521401406/orhun202xv7.jpg



در اینجا دو  قطعه از قطعه های منظوم کتیبه گول تیکین (یکی از کتیبه های سه گانه اورخون )را به ترتیب به  انتخاب دکتر هیئت و خود نگارنده ذکر میکنم:
بونجا بیتیگ بیتیگمه
 من کول تیکین آتیسی
  بوللوق  تیکین  بیتیدیم
   ییگیرمی گون اولوروب
    بو تاشقا بو دامغا  کوپ
      بوللوق  تیکین  بیتیدیم

ترجمه:
«نگارنده این همه نگاشته ها
  من «آتابیگ»  گول  تیکین
   من بوللوق تکین  نگاشتم
     بیست  روز   تمام   من
       بوللوق تیکین نگاشتم»

http://s1.picofile.com/file/6521413478/zirhli_gokturk_suvarileri.jpg http://s1.picofile.com/file/6521386316/19.jpg
قطعه دوم به انتخاب نگارنده:
اوزره تنگری باسماسار
  آسرا  ییر   تئلینمه  سر
     تورک بودون ایلینگین
        تورونگون کیم آرتاتی

ترجمه
«اگر در فراز خدای نابود نکند
اگر در فرود زمین از هم نگسلد
چه کسی میتواند مردم ترک را
نیست گرداند.»

جالب اینکه با قرار دادن این دوقطعه منظوم در کنار هم و اشاره به نوشتن کتیبه گول تیکین و زنده بودن ترکان تا زمانی که زمین از هم نگسلد شباهتی بسیار با این چند بیت فردوسی دارد
بسی رنج بردم در این سال سی
عجم زنده کردم بدین پارسی
بناهای آباد گردد خراب
ز  باران  و  از  تابش  آفتاب
پی افکندم از نظم کاخی بلند
که از باد و  باران  نیابد گزند



YeniSey Yazıtlari
كتيبه هاي يئني سئي
http://s1.picofile.com/file/6521389334/800px_Tonyukuk_Inscription.jpg

Kök Türk ve Uygur Türkleri'nin ürünü olduğu kabul edilen ve de M.S.700'lü yılların damgasını taşıyan Kök Türk Yazıtları'ndan 250-300 yıl daha eski oldukları hesaplanan bu Yazıtlar, Yenisey Irmağı yöresinde bulundukları için sözkonusu adı almışlardır. Aslında sayıları daha da çok olan böylesi yazıtlar, Tanganu dağlarından kaynaklanarak Baykal gölüne dökülen Orhon ırmağından Tuna nehrine, Türk Yakutistan'dan Gobi çölüne denli çok geniş bir bölgeye yayılarak oralardaki Türk kültür ve uygarlığının tapularını oluşturmaktadırlar. Gömüt taşlarına, yazılıkayalara ve türlü gereçlere yazılan 70 parçadan(1) oluşan Yenisey Yazıtlar'ıysa işte bu büyük orman içindeki küçümen bir koruyu temsil eder. Çağlar ötesinden Türk adını ve Türk kimliğini bizlere taşıyan bu korunun tanınmasına ilişkin süreç ise ancak XVIII. yüzyılın birinci yarısında başlayabilmiştir:
Poltava, Ukrayna'daki Vorskla Irmağı'nın batı yakasında bir kenttir. XIII. yüzyılda Tatar Türkleri'ne geçen kent, XVII. yüzyıldan beri de bir Kazak alayının merkezidir. O zaman Avrupası'nın büyüklerinden olan İsveç, 1708'in kış aylarında Rusya'yı ele geçirme eylemine girişir. Kış boyu başarısızlığa uğramasına ve de ordusunun top ve barut sıkıntısı çekmesine karşın, savaşı inatla sürdüren İsveç Kralı XII. Karl, 1709'un Mayıs ayında Poltava'yı kuşatır. Çar I. Büyük Petro(Deli Petro) ve General Aleksandr Daniloviç Menşikov'un komutasındaki 40.000 kişilik Rus ordusu ile Kral XII. Karl komutasındaki 17.000 kişilik İsveç ordusu, Poltava kıyılarında karşı karşıya gelir ve de İsveç güçleri kesin bir yenilgiye uğrar. Kral XII. Karl, yanındaki 1.500 kişiyle birlikte Osmanlı'ya sığınır. Geri kalanlarsa ya Ruslar tarafından öldürülür ya da tutsak edilir. Tutsak edilenler, Sibirya'ya sürülmüştür. Onların arasında Tabbert Philipp Johan adlı bir de yüzbaşı vardır. Sürgün yeri sınırlanmayan Yüzbaşı Tabbert, 1709'dan 1722'ye değin Sibirya'da yaşayan Vogul'lar, Ostyak'lar, Samoyed'ler, Yakut'lar, Türk Tatarlar ve Moğollar arasında dolaşır ve onlar hakkında Batı ülkelerinin henüz bilmedikleri bilgiler toplar.
http://s1.picofile.com/file/6521393358/366034_2_gif.jpg


İşte 1500 yıl önceki vatan tapularımızın Anadolu Türkçesi ile ilk seslendirilmeleri:

متن بعضي  از كتيبه هاي يئني سئي:

II/01 Anadolu Türkçesiyle Yenisey Yazıtları
II/02 uyug-tarlık yazıtı

İl Doğan Tutuk'tur adım.
Yüce yurduma Başbuğ,
Altı birleşik buduna Bey idim.
Henüz 60 yaşında iken
Ayırdı beni İl'imden,
Ayırdı beni Ece'mden,
Ayırdı beni oğullarımdan,
Ölüm!...
(31/441)
http://s1.picofile.com/file/6521394364/alyilmaz1.jpg

قایناقلار (منابع):
 یادمان های ترکی باستان ص 142

«سید حیدر بیات»

[1][1] ملاخظاتی در باره افسانه گیل گمیش، حشمت حافظی، فصلنامه آذری شماره 2، ص 88

[2][2] تاریخ الادبیات الترکی،ص 11  دکتر احمد مجیب المصری، الدار الثقافه للنشر، 1420لقاهره

[3][3] ملاخظاتی در باره افسانه گیل گمیش، حشمت حافظی

[4][4] سؤز بازاری، ص 114 به نقل از تورکلرین تاریخ و فرهنگینه بیر باخیش، دکتر جواد هیئت

[5][5] یادمانهای ترکی باستان، دکتر حسین محمد زاده صدیق، ص 102

[6][6] یادمانهای ترکی باستان، ص 104

[7][7] یادمانهای ترکی باستان ص 103

[8][8] آلپ ار تونقا در زبان ترکی همان افراسیاب است و قطعه هایی از  منظومه ای را که در رثای وی سروده اند در دیوان لغات الترک محمود کاشغری در قرن پنجم ذکر گردیده است.
[9][9] سیررباعی، دکتر سیروس شمیسا، ص 34

لینک ها:


http://tr.wikipedia.org/wiki/Orhun_Yazıtları
http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilge_Ka%C4%9Fan_Yaz%C4%B1t%C4%B1
http://www.dilimiz.com/dil/tonyukukyaziti.htm
http://tr.wikipedia.org/wiki/Tonyukuk
http://www.gokturkce.net/yazi/tonyukuk-yaziti/
http://turkbilimi.com/?p=455
http://www.turkcebilgi.com/tonyukuk_yazıtı/ansiklopedi
http://www.edebiyadvesanatakademisi.com/islamiyet-oncesi-donem/sayfa-2.html
http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCl_Tigin_Yaz%C4%B1t%C4%B1
الفبای اورخون برروی پول جمهوری آذربایجان
http://s1.picofile.com/file/6521385310/5_manat_rev.jpg


براي ديدن بقيه مطلب به ادامه برويد...
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  وند زبان ترکی

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:20:15

Turkce ekleri
وند های زبان ترکی
تورکجه اک لری

http://s1.picofile.com/file/7109435478/turkcemiz.jpg
پیشوند های زبان ترکی: öndə gələn türkcə əkləri
önte gelen türkçe ekleri
sözten önce gelen ekler
پیشوند در زبان ترکی کاربرد زیادی ندارد ولی چند پیشوند در زبان ترکی وجود دارد ولی مورد بررسی زبانشناسان قرار نمی گیرد:

 
دیک داشلاندی Dikdaşlandi :ورپرید (دیک:پیشوند ترکی معادل ور "در" زبان فارسی) dik ön eki
دیک دابان dikdaban :پاشنه بلند (دیک : پیشوند ترکی معادل پیشوند "بر" در زبان فارسی)
بره بیتمک bərəbitmək :فایده داشتن ، ثمر دادن (بره:پیشوند ترکی معادل "بر" در زبان فارسی) bere ön eki
آچاوئردی açaverdi : واداد (آچا:پیشوند ترکی معادل "وا" در زبان فارسی) aça ön eki
گینه گئلدیم(گین گئلدیم) ginə gəldim :باز آمدم (گینه : پیشوند ترکی معادل "باز" در زبان فارسی) gine ön eki

واز گئچمک vaz geçmək :بی خیال شدن (واز : پیشوند معادل "باز" و "وا" در زبان فارسی) vaz ön eki
و...


پسوند های زبان ترکی:türkcə nin əkləri
türkçenin ekleri
مثال هاي مختصر از وند ها:
türkçe ekler den örnek I
پسوند ترکی " نا" na əki در كلماتي مثل دورنا durna(درنا ) ،آينا ayna (آینه) ، قيرناqırna (زرنگ و شیطون) و.. (معادل پسوند وش در فارس)
پسوند ترکی "تا" ta əki در كلماتي مثل يومورتا yumurta (تخم مرغ)  و.. که معمولا برای اسم آلت به کار می رود (معادل فارسی ندارد)
پسوند ترکی "قا" qa əki  در كلماتي مثل قابيرقا qabriqa  (دیواره ،قفسه سینه) ، پوتوشقا potuşqa (دربچه ،درگنجه) ، آتيشقا atışqa (سکوی پرتاب ، محل تیراندازی) و.. که معمولا برای اشیا و مکان به کار می رود (معادل فارسی ندارد)
پسوند  ترکی "کن" kən əki   در کلماتی مثل یئلکن yelkən  (باد بان)yelken ، ائلکنelkən(قبیله بان)elken ، خبرکنhaberken ya xəbərkən( خبر بان haber ban)  و... که معمولا برای نشان دادن مراقبت از چیزی به کار میرود (معادل فارسی این پسوند خود یک پسوند ترکی است یعنی پسوند بان)
پسوند ترکی "پیک" pik əki در کلماتی مثل یئل پیک(باد بزن) ، خبرپیک xəbərpik ya haber pik(خبر دار haber dar) ، یوردپیکyurdpik (شهر دار ، بلدیه belediye)  و ائلپیک elpik ( ائلدار eldar ، مردم دار) و  ... معادل فارسی این پسوند خود یک پسوند ترکی است یعنی پسوند "دار"
پسوند ترکی  "انگ"  ənq əki  در کلماتی مثل تفنگtüfəng  ، سرنگ sorəng ، کلنگ koləng ، النگ  ələng (النگو ، دستک ، اسکلت بدنی)  ، اوزنگ uzəng (افسار ، نوخدا) این پسوند در ترکی شباعت زیادی با پسوند ترکی "گی"  دارد مثل سرگی sərgi (نمایشگاه) ، بیسگی bisgi (شاخه و رشته نازکی که بین میوه و شاخه قرار دارد) و...   هر دو پسوند برای اسم آلت و اسم مکان به کار می روند
پسوند ترکی "ماز"  maz əki در کلماتی مثل جنس ماز (نا جنس ، بد کار) ، ایگیدماز (نا مرد) و... معادل این پسوند در فارسی پیشوند نا است
پسوند ترکی  "گیلته" giltə əki در کلماتی مثل زینگیلته zingiltə (دسته ، گروه ) مثل اوزوم زینگیلته سی (دسته انگور) معادل فارسی ندارد
پسوند ترکی "دان" dan در کلماتی مثل چای دانçaydan    گول دانgüldan معادل فارسی این پسوند خود یک پسوند ترکی یعنی "دان" است

پسوند های پرکاربرد زبان ترکی
http://s1.picofile.com/file/7109435264/ekler_ve_sozcuk_yapisi.png
در زیر به طور کلی چند پسوند پرکاربرد زبان تورکی را بررسی می کنیم:

Çekim ve Yapım Ekleri
(Ekler şemasını görebilmek için, aşağıdaki resmin üzerine dokunun.)

A) İSİM ÇEKİM EKLERİ:

1) Çokluk Eki: İsimlerin sayı bakımından çokluğunu bildirirler.
Örnek: elmalar,çocuklar ,öğrenciler.

2)Hal Ekleri:- i,-e,-den,-de ekleridir.
Örnekler: Kitabı ver (belirtme hali)
Yola bak (Yönelme hali)
Evden geliyorum (Çıkma hali)
Sende kaldı (Bulunma hali)
Sıradan insanlarla işim olmaz.(Sıfat yapmıştır ve bu yüzden yapım eki olmuştur)
Bunlar gözde çocuklardır.(Sıfat yapmıştır ve bu yüzden yapım eki olmuştur)
Sudan sebeplerle yanıma gelme (Sıfat yapmıştır ve bu yüzden yapım eki olmuştur)

3)İyelik ekleri: Eklendiği isimlerin kime ait olduğunu ifade eder.
Örnek: Kitabım,kitabın, kitabı, kitabımız, kitabınız, kitapları iyelik eklerini, ismin başına benim, onun, bizim, sizin, onların zamirlerini getirerek bulabiliriz.

4) İlgi ekleri (Tamlama Ekleri): “ın, in, un, ün” biçimindedir.Belirtili isim tamlaması kurar.
Örnek: kapı-n-ın kol-u , müdür-ün oda-sı

5)Eşitlik Eki: “-ca,-ce” biçimindedir.
Örnek: Sence bu doğru mu?
Çocukça davranma

6)Ek eylem Ekleri: İsim soylu sözcükler yüklem yapma göreviyle kullanılan eklerdir.
Örnek: iyi-y-im, iyi-sin, iyi-dir, iyi-y-iz, iyi-siniz, iyi-dirler


B)FİİL ÇEKİM EKLERİ

1)Zaman ekleri (Bildirme Kipleri): Fiillerde hareketin yapıldığı zamanı bildirir.
Örnek: gel-miş (Duyulan geçmiş zaman)
oku-du (görülen geçmiş zaman)
gid-i-yor (şimdiki zaman)
yat-acak (Gelecek geçmiş zaman)
Şimdi gelir (Geniş geçmiş zaman)

2)Dilek kipleri: Fiillerde dilek, şart, istek, gereklilik… gibi anlamları karşılayabilmek için getirilen kip ekleridir.
Örnek: Gider-se-m gelmem (Dilek-şart kipi)
Biraz daha oturayım (istek kipi)
Ders çalışalım (istek eki)
Artık git-meli-y-im (Gereklilik kipi)
Bunları da oku-sun (Emir eki)
Dışarı çıkın (Emir eki)

3)Şahıs Ekleri: Fiildeki eylemi gerçekleştiren şahsı belirtmek için getirilen eklerdir. Fiillerde kip eklerinden sonra gelirler.
Örnek: Geliyor-um, çalışmalı-sın, yaptı- okusak-k , üzülür-üz koşacak-sınız yürüdü-ler

YAPIM EKLERİ:

İsim ya da fiil kök veya gövdelerine gelerek onlardan başka isim ya da fiil türeten eklerdir. Yapım ekleri eklendiği sözcüğün anlamını da türünü de değiştirir. Her zaman çekim eklerinden önce gelir. Yapım eki almış bir sözcüğe türemiş sözcük ya da gövde denir.Eğer sözcük yapım eki almışsa basit yapılıdır sözcük çekim eki olsa da basittir

1)İsimden İsim Yapım Ekleri: İsim kök veya gövdelerine eklenerek, yeni bir isim gövdesi oluşturan eklerdir.
Lık: kömür-lük, göz-lük , kulak-lık …
lı: Şehir-li , para-lı , ağaç-lı , baş-lı …
sız: su-suz, para-sız, ev-siz,
cü: göz-cü, sanat-çı, yol-cu, simit-çi,
ce: Türk-çe İngiliz-ce
daş:Çağ-daş, arka-daş, yol-daş
üncü: üç-üncü beş-inci
msı: acı-msı ekşi-msi
cil: et-cil ben-cil insan-cıl
şın: sarı-şın
sal: kum-sal kadın-sal
ıt: yaş-ıt
cağız: kız-cağız çocuk-cağız
cık: az-ı-cık küçük-cük
tı: horul-tı cıvıl-tı

2)İsimden Fiil Yapan Ekler: İsim köklerine veya gövdelerine gelerek onlardan fiil türetir.
la: su-la, taş-la, uğur-la
al: çok-al, az-al, dar-al
l: doğru-l, sivri-l
a: kan-a, yaş-a, tür-e, boş-a
ar: yaş-ar, mor-ar, sarı-ar
da: fısıl-da, horul-da, gürül-de
at: yön-et, göz-et
ık: geç-ik, bir-ik
ımsa: az-ımsa, benim-se,küçü(k)-mse
kır: fış-kır, hay-kır
lan: ev-len, rahat-la
laş: şaka-laş, der-leş, çocuk-laş
sa: su-sa, garip-se önem-se

3)Fiilden İsim Yapan Ekler: Fiil kök veya gövdelerine gelerek isim yapan eklere denir.
ca: düşün-ce, eğlen-ce
ocak-ecek: giyecek, yok-ocak, aç-ocak
ak: yat-ak, kaç-ak, dur-ak,
ga: böl-ge, bil-ge, süpür-ge,
gan: çalış-kan, unut-kan, kay-gan
gı: sev-gi, çal-gı, as-kı
gıç: bil-giç, dal-gıç, başlan-gıç
gın: yor-gun, bil-gin, bez-gin, bit-gin
ı,-i: yaz-ı, öl-ü, yap-ı, çat-ı, kok-u, doğ-u
ıcı-ici: yap-ıcı, gör-ücü, al-ıcı, sat-ıcı,
ık-ik: kes-ik, aç-ık, göç-ük,
ım-im: say-ım, seç-im, öl-üm, ölç-üm
ın-in: yığ-ın, ak-ın, tüt-ün, ek-in,
nç: gül-ünç, sev-inç
ıntı: es-inti, çık-ıntı, dök-üntü,
ır-er: gel-ir, gid-er, ok-ur,
ış: otur-uş, yürü-y-üş,
ıt: geç-it, yak-ıt, ölç-üt,
ma: gülmeyi severim , konuşmayı bil.
mak: gelmek, gitmek
tı: belir-ti, kızar-tı,

Fiilden Fiil Yapan Ekler: Fiil soylu kelimelerden yeniden fiil yapan eklere denir.
dır: gül-dür, yap-tır, koş-tur,
ala: kov-ala, silk-ele,
er: gider, çık-ar,
imsa: gül-ümse, an-ımsa,
ın: gez-in, gör-ün, sev-in, taşı-n,
r: kaç-ır, bat-ır, iç-ir,
ş: gör-üş, uç-uş, gül-üş,
t: uza-t, sap-ıt, korku-t, üşü-t,
ı: sev-il, kır-ıl, sat-ıl

EKLERLE İLGİLİ GENEL UYARILAR

1) “-i” 1.tekil kişi ekiyle, bu eke benzeyen diğer ekler karıştırılmamalıdır.
Örnek: Evi yandı. (3.t.k.iyelik eki)
Evi yaktı. (İsmin –i hali)
Bu yapı Osmanlılardan kalmadır. (Fiilden isim y.eki)2) Çekim ekleri eklendiği sözcüğün anlamını değiştirmez.Fakat isim çekim eklerinden olan -de ve –den hal ekleri eğer sıfat olarak kullanılırsa yani sıfat yapımında görev alırsa o zaman ismin anlamını değiştirir ve yapım eki olur.
Örnek: Okuldan geliyorum. (Çıkma durum eki)
Senin gibi bir candan arkadaşım yok. (Sıfat yaptığı için yapım ekidir.)S İ
Yalandan bir kavga çıkardılar. (Sıfat yaptığı için yapım ekidir) İ
Sıradan insanlarla işim olmaz.
Sende bir şeylerim kaldı.(Bulunma durum eki)
Bunlar,gözde öğrencilerdir.(Sıfat yaptığı için yapım ekidir)3) 1.Tekil kişi eki olan -m ile bu eke şekilce benzeyen diğer ekler birbiri ile karıştırılmamalıdır.
Örnek: Seçimi kim kazandı? (F.i.yapım eki)
Bir dilim ekmek verir misin? (F.i.y.eki)
Bu işten dilim çok yandı. (1.t.k.i.eki)
Sana saçımı süpürge ettim.
Ama ben daha çok küçüğüm. (Ek-fiil)
O benim kalemim. (Tamlayan durum eki)
Beni bırakıp gitme küçüğüm. (1.k.i.eki)4) 2. kişi iyelik eki olan -n ile buna şekilce benzeyen diğer ekler karıştırılmamalıdır.
Örnek: Aklın neredeydi? (2.t.kişi iyelik eki)
Bu yıl ekin ekmeyeceğiz. (F.i.y.e.)
Buraya gelin. (2.ç.kişi emir eki)
Yurdun soruları bitmiyor. (İlgi eki)
Turistler,bu yıl Türkiye’ye akın edecek. (F.i.y.e.)5) İsim-fiil eki olan -ma,-me ile f.f. yapan olumsuzluk eki karıştırılmamalıdır.
Örnek: Yürümeyi severim.(İsim-fiil)
Onunla biraz konuşmayı dene.(İsim-fiil)
Artık benimle konuşma.(F.f.yapan olumsuzluk eki)
Peşimden gelme.(F.f. yapan olumsuzluk eki)

6) “L” fiilden fiil yapım ekiyle “L” isimden fiil yapım eki birbirine karıştırılmamalıdır.
Örnek: Artık günler kısaldı.(İ.f.y.e.)
Bardak kırıldı.(F.f.y.e.)

7) “Ş”filden fiil yapım ekiyle (işteşlik eki), “ş” fiilden isim yapım eki (isim-fiil) birbiriyle karıştırılmamalıdır.
Örnek: Hep birlikte gülüştüler.(F.f.y.e.) (işteşlik eki)
Bakışların beni heyecanlandırıyor.(F.i.y.e.) (isim-fiil)
Bu gülüşü,bu bakışı hiç unutmam.(F.i.y.e.) (isim-fiil)
Bir süre öylece bakıştık.(F.f.y.e.) (işteşlik eki)

Not: “-ş” karşılıklı ya da birlikte yapılma anlamı veriyorsa f.f. yani “işteşlik eki” dir.

8) İsimden isim yapım eki olan “-cı” ile fiilden isim yapım eki ici birbiriyle karıştırılmamalıdır.
Örnek: Yolcu var mı?(i.i.y.e.)
Kalıcı bir işin yok mu?(f.i.y.e.)

9) Fiilden isim yapım eki olan “-sal” ile isimden isim yapım eki olan “-sal” birbiriyle karıştırılmamalıdır.
Örnek: Kumsal (i.i.y.e.) Gör-sel (f.i.y.e.)
Evren-sel (i.i.y.e.) işit-sel (f.i.y.e.)

10) İsimden fiil yapan “-imse” ile F.F.yapan “-imse” karıştırılmamalıdır.
Örnek: Ben-imse (i.f) Gül-ümse (f.f)
Öz-ümse (i.f) An-ımsa (f.f)

11) Türkçede önce yapım eki sonra çekim eki gelir.
Örnek: Kork-u-yor-um taşlıklar
Bunun istisnaları da olabilir.
Annemsiz gitmem.

12) Bir sözcük birden çok yapım eki alabilir.
Örnek: Gözcülük, korkulu, dalgalı, ışıksız, örtülü…
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  آثار ثبت شده آذربایجان ايران در یونسکو

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:17:27

AZERBAYJAN-IRAN in UNESCO
آثار تاریخی و طبیعی  ثبت شده آذربایجان در یونسکو
میراث جهانی یونسکو
آثار تاریخی و طبیعی آذربایجانی در یونسکو
بازار تبریز
کلیسای سنت استپانوس
منطقه ارسباران
مقبره شیخ صفی الدین اردبیلی
دریاچه ارومیه
قره کلیسا
گنبد سلطانیه
تخت سلیمان


Bazar of Tabriz
بازار تبریز
بزرگترین و زیباترین بازار جهان
http://s1.picofile.com/file/6520857142/bazar.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520854124/Bazaar_of_Tabriz14.jpg


کلیسای سنت استپانوس
http://s1.picofile.com/file/6520838028/800px_Stephanus.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520867202/st_stepanus.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520864184/stepanos_0725_mm8.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520866196/St_Stepanous_10.jpg


مناطق حفاظت شده ارسباران (قاراداغ)
http://s1.picofile.com/file/6520844064/arasbaran3.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520839034/arasbaran.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520843058/arasbaran2.jpg
قلعه بابک
http://s1.picofile.com/file/6520852112/babak_arasbaran.jpg

عمارت آینالو ارسباران
http://s1.picofile.com/file/6520851106/aynalu_arasbaran.jpg


مقبره شیخ صفی الدین اردبیلی
http://s1.picofile.com/file/6520845070/ardebil.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520848088/ardebil2.jpg



دریاچه زیبای ارومیه
اورمو گولی
http://s1.picofile.com/file/6520889334/urmu2.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520881286/urmu.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520892352/urmu3.jpg
پل دریاچه ارومیه
http://s1.picofile.com/file/6520933598/81325_131696.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520935610/30306260_1094000.jpg
اسکله تال دریاچه ارومیه
http://s1.picofile.com/file/6520897382/urmu5.jpg



قره کلیسا
http://s1.picofile.com/file/6520862172/qara_kelisa2.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520861166/qara_kelisa.jpg


گنبد سلطانیه
بزرگترین گنبد جهان
http://s1.picofile.com/file/6520901406/zanjan2.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520900400/zanjan.jpg


تخت سلیمان
http://s1.picofile.com/file/6520868208/takht_suleyman.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520873238/takht_suleyman4.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520871226/takht_suleyman3.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520869214/takht_suleyman2.jpg
http://s1.picofile.com/file/6520877262/takht_suleyman5.jpg
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  لغات ترکی در فارسی

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:16:41

Fars dilində Türk sözləri
لغات ترکی در زبان فارسی
مشخصات كلمات تركي دخيل در زبان فارسي


امیرعلیشیر نوایی  شاعر سه زبانه که به زبان های ترکی ، عربی و فارسی شعر گفته است
نویسنده کتاب محاکمه الغتین: کتابی که برتری قاطع زبان ترکی به فارسی را اثبات می کند
http://s1.picofile.com/file/7109444408/220px_File_0111Navoii.jpg http://s1.picofile.com/file/7109445478/nevayi.jpg
http://s1.picofile.com/file/7109444836/Ali_%C5%9Fir_nevai.gif http://s1.picofile.com/file/7109445050/Navoiozbek.jpg

پارک نوایی در تاشکند ازبکستان
http://s1.picofile.com/file/7109444187/4.jpg
http://s1.picofile.com/file/7109446020/ta_kent_nevai_park_.jpg

شاعرشاعران شهریار
صاحب زیباترین اشعار فارسی
http://s1.picofile.com/file/7109445692/shahreyar9569.jpg


1ـ كلمات فارسي كه با پسوند «آق»، «آغ»، «آك»، «اوْك» ختم مي­شوند. مثال: اتاق، سراغ، الك، يدك، چابك و ساير...

2 ـ كلمات فارسي كه با پسوند «مَه//مِه» ختم مي­شوند. مثال: دكمه//تكمه (دوگمه// دوكمه) ،(تؤكمه//توْكمه)، قيمه (قيمَه//قيمِه)، سرمه (سوْرمه//سوْرمِه)، چكمه، دلمه، چاتمه، قاتمه، چنباتمه و ... (با استثناء كلمات عرب دخيل در فارسي).

3ـ كلمات فارسي كه با پسوند «اوق»، «اوْق»، «ايق»، «اوْك» ختم مي­شوند. مثال: قرق، اَغروق، ايليق، بلوك، چابك//چابوك و...

4ـ كلمات فارسي كه با پسوند «چي»، «چي» ختم مي­شوند. مثال: سورچي، قورچي، يورتچي، ارابه‌چي، قهوه‌چي، يازيچي و ...

5ـ كلمات فارسي كه با پسوند «ليق»، «ليق»، «لوق» ختم مي­شوند. مثال: بوزلوق، قارليق، باشلوق، اتاليق، باشليغ

6ـ كلمات فارسي كه با پسوند «لاق»، «لاخ» ختم مي­شوند. مثال: ييلاق، قشلاق، باتلاق. پسوند «لاخ» از قديمي­ترين پسوندهاي تركي است كه در زبان فارسي داخل گشته و در ساختار لغات بسياري كاربرد دارد. مثال: سنگلاخ، رودلاخ، نشيب­لاخ، سولاخ//سوراخ، ديولاخ و ....

7ـ كلمات فارسي كه با پسوند «ماق»، «مق»، ختم مي­شوند. مثلاً: چخماق، قيماق، تخماق و ...

8ـ كلمات فارسي كه با پسوند «آر»، «اَر» ختم مي­شوند. مثال: قاتار (قطار)، چاپار، آچار، چپر، دچار و ...

9 ـ كلمات فارسي كه با پسوند « اِر»، «اوْر» ختم مي­شوند. مثال: قاطر، چادر، بهادر و ...

10ـ كلمات فارسي كه با پسوند «اوْل»، «آول» ختم مي­شوند. مثلاً: قراووْل، يساول، قرقاول و..

11ـ  كلمات فارسي كه با پسوند «داش»، «تاش» ختم مي­شوند. مثلاً: داداش، آداش، سرداش، كونولتاش، يكتاش و...

12ـ كلمات فارسي كه با پسوند «غَه//غِه»، «قَه//قِه»، «كَه//كِه»، «گَه//گِه» ختم مي­شوند. مثال: داروغه، يرقه(يورقَه//يورقِه)، اُلكه (اوْلكه)، الكا (اوْلكا)، جلگه (جوْلگه//جولگه) و...

13ـ كلمات فارسي كه با پسوند «قي»، «قو»، «غو» ختم مي­شوند. مثال: قرقي (قئرقي)، برقو (بورغو)، يرغو (يوْرغو) و ... سؤزلر.

14ـ كلمات و افعالي كه در ساختار آنها حروف«ق» و «چ» باشد، تماماً منشأ تركي دارند. مثال: قاچاق، قيچي، قاچ، قارچ، چاقو

15ـ كلمات و افعالي كه در ساختار آنها حروف «ك» و «چ» باشد، منشأ تركي دارند. مثال: كوچ، كوچه، كوچك، چكول، چاك، چابك، كچل و ...

16ـ كلمات و افعالي كه در ساختار آنها حروف «ق»، «د»، «‌ت» باشد. مثال: قاتر، قاتوق، قره‌قات، قوروت، آنقوت، قتار// قطار و ...

17ـ كلمات فارسي كه در ساختار آنها «انگ» و «نگ» باشد و يا كلماتي كه با اين پسوندها ختم شوند. مثال: سرنگ(سورماق)،النگو(النگ،ال در زبان ترکی به معنی دست)، فشنگ، تفنگ، سنگر،زرنگ ،  قشنگ ،اوزنگ(افسار)و ..[ به استثناء كلمات دخيل سنسكريت وهندي)

18ـ كلماتي با حرف «ي» شروع مي­شوند منشأ تركي دارند. مثال: يام، يامچي، يونجه، يالغ، يال، يله، يان//يون [(در تركي به معني اسب است) اين كلمه در فارسي به شكل «نريون» و «ماديون»//«ماديان» و با افزودن علامات جنسيّت «نر» و «ماده»//ماد به اشكال فوق در زبان فارسي وارد گشته­اند]. در بعضي از موارد به اوّل اين كلمات پروتئز «پ» علاوه مي­شود مثال: «پياله»، «پيام» و.. لازم به ذكر است در بعضي از موارد حرف «ي» كلمات تركي با حروف«چ» و «ج» عوض مي­شوند. مثال: يلقه به شكل جلقه// جليقه، «يرمه» به شكل «چرم»، «يادو» به شكل «جادو»، يده (سنگ مشهور) به شكل «جده» و .....

19ـ كلمات و افعالي كه در ساختار آنها حروف «ق» و «ز» باشد تركي مي­باشند: قاز، قوزك، قوزه، قزوين، قوز (اين واژه به شكل گوژ در زبان فارسي وارد شده است).

20ـ كلماتي كه در ساخترشان حروف «ت»، «پ» باشد تركي هستند. مثال: تپش، تپيدن، تپه، توپال

21- كلماتي كه در ساختارشان حروف «چ»، «پ» باشد منشأ تركي دارند. مثال: چاپار، چپاول، چپر، چاپ و....

22ـ كلماتي كه در ساختارشان حروف «چ» و «غ»// «ج» و «غ» باشد منشأ تركي دارند. مثال: بوغچا//بقچه، غنچه،‌ چاغ، چوغول//چغلي، جيغ،

23-كلمات فارسي كه با پسوند «مان»(مان در زبان ترکی پسوند شدت  است). مثلا : آرمان ،سازمان،آسمان(بسیار آس=بسار آویزان) و...
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  آشیق های باستانی

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:16:06

Əski Aşıqlar iranda - ariyayilardan öncə
آشیق(عاشیق)ها و اوزان باستانی در ایران قبل از آریایی ها
آشیق های تورک در ایران پیش از آریایی ها
آشیق های ترک عیلامی
در موزه ایران باستان و موزه لوور در قسمت تاریخ ایران پیش از آریایی ها (عیلام) به مجسمه های کوچک نوازندگانی با قدمت دو هزاره قبل از میلاد بر می خوریم که همچون عاشیق های امروزی سرپا ایستاده و ساز خود را بر روی سینه نگه داشته اند. چنین نوازندگانی را که مشابهش را می توان فقط در میان ترکان امروزی پیدا کرد سرنخی از قدمت هنر موسیقی عاشیقی ترکان به دست می دهد. امروزه هنر عاشیق در میان مردم کشورهای ایران، جمهوری آذربایجان، ترکیه، ترکمنستان، قفقاز و دیگر مناطق ترک نشین رایج است. عاشیق‌های آذربایجان وارث یکی از غنی‌ترین بخش‌های ادبیات و فرهنگ شفاهی آسیا هستند.
http://s1.picofile.com/file/7105432468/220px_Ozan.jpg http://s1.picofile.com/file/7105432789/asiq_arva.jpg

معنی لغت اوزان:
اُوزان:اُوز(اُوزماق:تصنیف خواندن)+ان(اک فاعلی)=شاعر و آواز خوان و نوازنده قوپوز در ایل اوغوز .
در گذشته شاعر و نوازنده مردمی را نیز "اوزانچی" می گفتند و بعد از قرن 9 آنرا "آشیق" گفتند.اُوزلوق=تصنیفی ، جد بزرگ فارابی

http://s1.picofile.com/file/7105434080/eski_ashiqlar_iran_turk09.jpg http://s1.picofile.com/file/7105433973/eski_ashiqlar_iran_turk08.jpg
به ادامه مطلب بروید..
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  لغات ترکی در زبان یونانی

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:15:37

Türkcə dən yunancə yə geçən bəzi sözcüklər
بعضی لغات دخیل ترکی به زبان یونانی
بعضی لغات ترکی که عینا در یونانی به کار می روند

کوه آلپ محل زندگی ترکان بالکان
http://s1.picofile.com/file/7109430321/Alp_daglari_47.jpg

ترکان قاقاووز اروپا
http://s1.picofile.com/file/7109430749/Gagauz_children.jpg


جنگ باکان
http://s1.picofile.com/file/7109430535/balkan_savash.jpg


کشور ترک قبرس
http://s1.picofile.com/file/7109430963/st_hilarion_qalasi.jpg
http://s1.picofile.com/file/7109430856/salamis_ruinen.jpg
http://s1.picofile.com/file/7109430000/6022412_803ee156_560.jpg

Yunanca'daki Bazı Türkçe Kelimeler


Avli: Avlu

Ahladi: Ahlat

Verese: Veresiye

Yakas: Yaka

Yaurti: Yoğurt

Guri: Uğur

Zor: Zor

Zorizo: Zorlamak

Kavgas: Kavga

Kavgacis: Kavgacı

برای دیدن بقیه لغات به ادامه بروید...
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  معادل ترکی کلمه پیامک

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:15:01

mesaj sözcükün Türkcə qarşisi
مئساژ ، اس ام اس و پیامک ین تورکجه قارشی سی
معادل کلمه پیامک در تورکی
http://s1.picofile.com/file/7109433973/yamcik.jpg

برای کلمه پیامک در زبان ترکی چند واژه پیشنهاد شده است که معمولا از کلمات ترکی زیر برای ساخته معادل پیامک استفاده کرده اند:
ساو (معنی:کلام با ارزش ، وحی ، باج و..)
سٶز (سخن ، حرف و کلمه و...)
چاپار (پیک ، قاصد و پست) چاپماک(معنی:تاختن ، ضربه محکم ، چاپ کردن و..)
شاخار(معنی:برق ، سریع و اکسپرس ، نحوه رعد و برق زدن)
ائلدیر(برگرفته از واژه ائلدیریم به معنی آذرخش و صاعقه و در اصطلاح به معنی الکتریسیته)
گٶندر(معنی : فرستادن)
یوللا(معنی:راهی کردن)
و ...

اما:

کلمه یام:

یام(ریشه کلمه پیام) : یام در لغت در زبان ترکی به معنی پیام و مئساژ می باشد و در اصطلاح به معنی اسب چاپار می باشد.
کلمه پیام در زبان فارسی برگرفته از این لغت است.

یامچی : به معنی پیام چی است و یکی از عناصر شاغل در یام خانه بوده است.

یام خانه(یام خانا): یام خانا یا چاپار خانا محل نگهداری اسب های چاپار و محل دریافت یا ارسال پیام بوده است.

در ضمن باید اشاره کرد که یام و یامچی نام دو منطقه در حوالی شهر مرند استان آذربایجان شرقی می باشد.

حال می توان با اضافه کردن پسوند "جیک"(معادل ک در ترکی) به لغت یام معادل ترکی کلمه پیامک را ساخت.

معادل ترکی پیامک:
 
"Yamcik یامجیک"

برای لغت ایمیل نیز می توان از لغت "ایلدیر یامجیک" استفاده کرد
نویسنده: dumuk2 , نظرات



  لغات ترکی در زبان عربی

موضوع: مطالب عمومی
تاریخ ارسال: 31/5/1390 - 18:14:32

Türkcə dən ərəbcə yə geçən bəzi sözcüklər
بعضی لغات دخیل ترکی به زبان عربی
بعضی لغات ترکی که عینا در عربی به کار می روند

حکیم فضولی:
شاعر تورک که به سه زبان ترکی ، عربی و فارسی شعر گفته است.
http://s1.picofile.com/file/7105453652/450px_Fuzuli_monument.jpg
محمود کاشغری:
نویسنده دیوان الغات ترک برای آموزش زبان ترکی به اعراب
http://s1.picofile.com/file/7105453759/kasqerli.jpg

Türkçe’den Arapça’ya geçen bazı kelimelerle .

Ağda-Türkçe>Arapça(Muakkad-kökü akda)

Akbaba-Türkçe>Arapça(Ukab)

Kırmızı-Türkçe>Arapça(Kırmızun)

Alay-Türkçe>Arapça

Ardıç-Türkçe>Arapça(Arar)

Barut- Türkçe>Arapça